Titanik’in batmasının üzerinden 111 yıl geçti, batık enkazı Eylül 1985’te keşfedildi. Ve o zamandan beri enkaz üzerinde araştırmalar yapılıyor. Peki ama nasıl oluyor da 1.500 kişiye mezar olan Titanik enkazı içerisinde hiçbir insan kalıntısı bulunamıyor?
Enkazı 33 kez ziyaret edip araştıran ve gemide gemi kaptanından daha fazla zaman geçirdiğini iddia eden Titanic filminin yönetmeni James Cameron, 2012’de New York Times’a tek bir insan kalıntısı bile görmediğini söylemiş ve devam etmişti: “Kıyafetler gördük. Bir noktada orada bir ceset olduğunu kuvvetle akla getiren bir çift ayakkabı gördük. Ama hiç insan kalıntısı görmedik.”
Bu durum pek çok komplo teorisyenini heyecana sürükleyecek türden bir şey olsa da, gemi batarken hayatını kaybeden 1.500’den fazla kişinin cesedini bulamamamızın tamamen geçerli sebepler bulunuyor.
İlk neden can yelekleri
Bunun bir nedeni, birçok yolcu ve mürettebatın giydiği can yelekleridir. Gemi batmaya başladığında yolcuların hemen hepsinin üzerinde can yelekleri olduğu biliniyor. Bir fırtına muhtemelen cesetleri hızlı bir şekilde enkaz alanından uzaklaştırırken, okyanus akıntıları da aradan geçen yüzyılda onları daha da uzağa götürdü.
Enkazın içinde kalan cesetler de muhtemelen derin deniz çöpçülerinin (balıklar ve diğer organizmalar) sayesinde ortadan kayboldu. Ancak çok daha eski başka gemi enkazlarında kemikler bulunurken Titanik’te hiçbir kemiğin de bulunmaması, batığın derinliği ile alakalı olabilir.
Derin deniz kaşifi Robert Ballard, NPR ile yaptığı bir görüşmede “Başa çıkmanız gereken sorun, yaklaşık 3.000 feet’in [914 metre] altındaki derinliklerde, kalsiyum karbonat dengeleme derinliği olarak adlandırılan derinliğin altına geçmenizdir” diyor ve devam ediyor: “Ve derin denizdeki su kalsiyum karbonat bakımından yeterince doymuş değil, ki bu da çoğunlukla kemiklerin yapıldığı şey. Örneğin Titanik ve Bismarck gibi gemiler kalsiyum karbonat dengeleme derinliğinin altındadır, dolayısıyla yaratıklar etlerini yiyip kemikleri ortaya çıkardığında kemikler çözülür.”
Geminin makine dairesi gibi, çöpçülerin ihtiyaç duyduğu taze, oksijen açısından zengin suyun içeri giremediği kapalı kısımlarında hala korunmuş cesetlerin bulunabileceğine inananlar var. Ancak geminin batmasından 111 yıl sonra, tanınabilir kalıntılar bulma ihtimalimiz giderek azalıyor.