Galatasaray Spor Kulübü Lideri Dursun Aydın Özbek, gündemde yer alan bahislerle ilgili Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Camiayı keyifli etmek ismine hem amatör branşlarda hem de futbolda çalışmaların devam ettiğini belirten Lider Dursun Aydın Özbek, “Aşağı üst 18, 19 aydır görevdeyiz. 2022 Haziran ayından beri Galatasaray Kulübü’ne hizmet etmek için genel konsey bize misyon verdi. Şurası çok net. 2022 Haziran ayında, seçim devrinde biz genel şuraya ne kelam verdiysek hepsini realize ettik. Az bir şey kaldı. Bunlar nelerdir. Bilhassa Kemerburgaz’ın bitmesi. Florya’nın Kemerburgaz’a taşınması. İkincisi Mecidiyeköy’deki rezidansların bitirilip, hak sahiplerine teslim edilmesi kaldı. Bunları da Mayıs’a kadar yani önümüzdeki seçim periyoduna kadar bitirmeyi planlıyoruz. Bu bahiste çok ağır çalışmamız var. Başarılı mıyız, evet. Söylediğimiz her şeyi yaptık. Bilhassa futbolda Cumhuriyet’in 100’üncü yılındaki şampiyonluk da vaatlerimiz ortasında vardı. Şampiyon olduk, onu çok bedelli buluyorum. Amatör branşlarda kulübümüzün mali yapısı el verdiği sürece en yeterli, en başarılı formda kulübümüzü temsil ettik. Bu sene de şampiyonluğun en büyük adayı Galatasaray. Bu manada topluluğumuzu keyifli etmek hiç hem amatör branşlarda hem futbolda çalışmalarımız sürüyor. Taraftarımıza teşekkür etmek istiyorum. Her yerde bizim gerimizde durdular. Alandaki performansı üst çekmek için en yüksek düzeyde takviyelerini gösterdiler. Topluluğuma teşekkür ederim. Geldiğimiz günden beri huzur içinde, sevgiyle çalışmalar yapmak için onlara davet yapmıştım. Topluluğumuz bize bu hoş günleri, sevgi dolu iklimi sundu. Biz de gereğini yapmaya çalıştık. Bir teşekkür de idare konseyi arkadaşlarıma gönderiyorum. Onlar da aldığımız bu emaneti en âlâ formda temsil etmek için ellerinden geleni yaptılar. Münasebetiyle 2024’te emaneti teslim edeceğimiz bir seçim periyoduna geliyoruz. Galatasaray’a önümüzdeki devrin iyi olması ve bu periyotta yapılan işlerin bir tık daha üste taşınması için yeni gelecek arkadaşlara muvaffakiyetler diliyorum. Seçim vaatlerimizin hepsini gerçekleştirdik. Yaklaşık 4 aylık bir süremiz daha var. Bu 4 ayda da gerçekleştiremediğimiz ya da eksik kalan kısımları tamamlayacağız” sözlerini kullandı.
“BANKALAR BİRLİĞİ MUAHEDESİNDEN ÇIKMAK İÇİN UZUN VAKİTTEN BERİ ÇALIŞIYORUZ”
Sürdürülebilir muvaffakiyet için finansal bağımsızlığın kaide olduğu, bunun için de Bankalar Birliği mutabakatından çıkmak için çalışmalara devam ettiğini söyleyen Başkab Özbek, “Bankalar Birliği mutabakatından çıkmak için uzun vakitten beri çalışıyoruz. Seçim vaatlerimizin içinde o da vardı. Zira Galatasaray’ın finansal bağımsızlığını almasını çok önemsiyoruz. Sürdürülebilir muvaffakiyet için bu finansal bağımsızlık koşul. Bankalar Birliği Konsorsiyumu tarafından devamlı denetim edilen, denetim derken şu; daha başarılı olmak, finansal yapıyı daha çabuk düzeltmek için yapacağınız hareketlerde kısıtlama var. Borçlanamazsınız, şunu, bunu yapamazsınız üzere kısıtlamalar var. Geldiğimiz günden beri bu bağımsızlığı kaybetmenin Galatasaray’a yakışmadığını daima tabir ettik. Onun için arkadaşlarımla birlikte bu mevzuyu önceledik, bu mevzuyu ele aldık. Şu anda A ve B planları olmak üzere iki çerçevede bunu sonuçlandırmak için hareket halindeyiz. Bunu geçen divan konuşmamda da söyledim. Kısa müddette topluluğa müjde vermek için şu anda çalışıyoruz. Bu hareketlerimiz yalnızca topluluğumuz tarafından değil, tıpkı vakitte Bankalar Birliği tarafından da takdir görüyor. Biz bunları yaparken yalnızca laf olarak değil, konsorsiyumun önüne projeler koyarak onlara anlattık. Biz şunları yaparak yapılandırmadan çıkacağız diye söyledik. Projeleri önlerine koyduk. Onlar da bu projeleri takip ediyorlar. Kademe kademe sona yanlışsız yaklaşıyor. Bizi takdir ettikleri konu şu. Bunun bir örnek olacağını, zira mali yapısı hoş olmayan kulüp yalnızca Galatasaray değil. Bütün kulüplerin bu manada meseleleri var. Onun için Bankalar Birliği Konsorsiyumu çalışanları, genel müdürleri, genel müdür yardımcıları daima şunu söylüyorlar. Sizin bu çalışmalarınız, Türk spor kamuoyuna örnek teşkil edecek. Dolasıyla onlar da en hızlı çıkış için bize takviye veriyorlar. Kısa müddette bu projeyi tamamlamak suretiyle 2022 Haziran ayında ne söylediysek hepsini realize etmiş olarak 2024 Mayıs seçimlerine gideceğiz” biçiminde konuştu.
“FLORYA PROJESİ’NİN BAŞLAMASI, KEMERBURGAZ PROJESİ’NİN BİTMESİYLE OLACAK”
Florya Projesi’nin başlaması için öncelikle Kemerburgaz Projesi’nin bitirmek gerektiğini söz eden Lider Dursun Aydın Özbek, “Florya Projesi için görüşmelerimiz devam ediyor. Kısa müddette açıklayacağız. Florya Projesi’nin başlaması, Kemerburgaz Projesi’nin bitmesiyle olacak. Kemerburgaz’da biz divan toplantısı yaptık. Orada da görüldü, kabası bitmişti. Artık duvarları örülüyor. Kısa müddet içinde cephe kapamasına başlayacağız. Bu ortada alanlarımızın imalatı da başladı. Burada Galatasaraylı Yönetici ve İş İnsanları Derneği’ne (GSYİAD) teşekkür borçluyum. Onlar alanların yapılmasını üstlendi. Saha çalışmalarını, ihale süreçlerini tamamladılar diye biliyorum. Orada çalışma da başladı. Hasebiyle Mayıs ayında seçimlere gitmeden oradaki yerleşkemizi Galatasaray topluluğuna bitirmiş olarak teslim etmek istiyoruz. Bu süreçle birlikte Florya’daki projemiz de başlayacak” dedi.
“MAYIS AYINDAKİ SEÇİMDEN ÇOK KELAM VERDİĞİMİZ İŞLERİN BİTİRİLMESİNE KONSANTREYİZ”
2022 yılının Haziran ayındaki seçimde kelam verdikleri işlerin bitirilmesine konsantre olduklarını ve şu anda bir seçim çalışması içinde olmadıklarının altını çizen Lider Özbek, şöyle konuştu:
“Galatasaray’da şöyle bir yordam yok. Ben Galatasaray’a lider olmak istiyorum üzere bir telaffuzla ortaya çıkılmaz. Bütün Galatasaray üyelerinin çıkmaması lazım. Topluluk esasen birbirini tanıyan bir topluluk. Topluluk üyelerinin kapasitesini, yapabilecekleri şeyleri çok düzgün analiz eden bir genel heyetimiz var. Münasebetiyle Galatasaray’a hizmete sıra geldiği vakit aslında topluluk size bu çağrıyı yapar. Hiçbir kulüp üyesi de topluluğun, genel konseyin yaptığı bu çağrıyı karşılıksız bırakmaz. Galatasaray’da vazife verilir. Elbette Galatasaray’ın muhtaçlığı olunan her yerde ben ve arkadaşlarım varız. Biz şu anda Mayıs ayındaki seçimden fazla kelam verdiğimiz işlerin bitirilmesine konsantreyiz. Seçime daha aşağı üst 4 ay var. Bu süreyi, hizmet amacıyla pahalandırmak istiyoruz. Şu anda bir seçim çalışması içinde değiliz. Onu vakti zamanı geldiği vakit oturur, düşünürüz. Topluluğumuzun talepleri, görüşü doğrultusunda hareket ederiz.”
“SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR FİNANSAL YAPIYI OLUŞTURMANIN PEŞİNDEYİZ”
Yönetim olarak en büyük muvaffakiyetlerinin camiayı tek yumruk haline getirmek olduğuna vurgu yapan Lider Özbek şu sözleri kullandı:
“Benim ve arkadaşlarımın ortak bir hayali var. Sürdürülebilir bir muvaffakiyet sistemini Galatasaray’a getirmek istiyoruz. Sürdürülebilir muvaffakiyetin tek ve en değerli kaidesi finansal yapının düzgün olması. Sürdürülebilir yapıya hizmet edebilecek biçime gelmesi. Benim ve arkadaşlarımızın bütün sıkıntısı bu. Biz bilhassa Mayıs’a kadar olan devirde bunun temellerini atmak istiyoruz. Bu bir anda bitecek, sihirli değnekle dokunup düzelecek bir şey değil. Ancak bu projeyi biz zati yaptık. Seçimlerden evvel genel konseye ve bütün topluluğa anlattık. Türkiye’de birinci ve tek enlerin grubu Galatasaray diyorsak bu manada da birinci kulüp olması istikametinde hareket ediyoruz. Onu da başaracağımızı görüyoruz. Sürdürebilir bir finansal yapıyı oluşturmanın peşindeyiz. Bu manada çok müspet çalışmalarımız var. Yeri ve sırası geldikçe de bunu topluluğa anlatacağız. Burada her vakit vurguladığım ve tekrar vurgulamak istediğim bir şey var. Hangi projeyi yaparsanız yapın, hangi öneriyi getirirseniz getirin topluluğun içindeki barışıklık, birbirini sevmek çok değerli. Bu projelerin başarılı olması için toplulukta birlik, beraberlik ve tek yumruk olmayı izliyoruz şu anda. Ben diyebilirim ki bizim en büyük başarımız toplulukta bu havayı, iklimi yaratmak. Zira bunu yaratamazsan hangi projeyi yaparsan yap, bence kararsızdır. Sonuca ulaşamazsınız ya da istediğinizi başarıyı yakalamazsınız. Şu andaki iklim çok hoş, müsait. Bundan sonra gelecek idarelere de birebir sevgi ikliminin devam ettirmesi için tavsiyede bulunuyorum. Galatasaray’ı muvaffakiyete götürmenin birinci önceliği bu. “
“BUNUN ORTAYA ÇIKMASINI, TOPLULUĞA HAKİM OLMASINI SAĞLAMAK BİZİM YAPTIĞIMIZ İŞ DEVEDE KULAK KALIR”
Galatasaray’ın genlerinde birlik ve beraberlik olduğunu bunun sonucunda da kendilerinin camiayı bir ortaya getirmelerinin daha kolay olduğunu söyleyen Lider Dursun Aydın Özbek, “Şu kadarını söyleyeyim. Daha evvel yöneticilik ya da başkanlık yapmış herkesle diyalog içindeyim. Yaptığımız her şeyi onlarla paylaşıyorum. Toplulukla, divanla, genel şurayla paylaşıyorum. Onlardan aldığım reaksiyon ve tepkisi da bu işi başardığımızın delili olarak görüyorum. Aksi takdirde bu türlü bir şeyi sağlayamamış olsaydık ikazlar gelirdi. Bu türlü bir şey yok. Evet biz bu bahiste çalıştık. Bu bahiste mesai harcadık ancak Galatasaray’ın hamuru burada çok değerliydi. Galatasaray bu birlik ve beraberlik ruhu esasen var. Bu varken, bunun ortaya çıkmasını, topluluğa hakim olmasını sağlamak bizim yaptığımız iş devede kulak kalır. Bizim hamurumuzda birlikte ve beraberlik olduğu için işimiz de kolay oldu diyebilirim” dedi.
“İNŞALLAH OKAN HOCA İLE BİR ARADA 5’İNCİ YILDIZI TAKARIZ”
Teknik yönetici Okan Buruk’u çok başarılı bulduğunu söyleyen Liderimiz, “Okan hoca ile geldiğimiz günden itibaren temas halindeydik. Futbolculuk periyodundan beri çok beğendiğim, çok uygun bir Galatasaraylı. Galatasaray’dan yetişmiş bir hoca olması, bizim kendisiyle istişaremizi maksat birliğimizi kolaylaştıran bir konu. Münasebetiyle ben de kendisini çok başarılı buluyorum. Bu sene de bilhassa verdiği hizmetin takdire şayan olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu sene sonunda şampiyonlukla birlikte 5’inci yıldızı takarız. İnşallah orada da Okan hoca ile bir arada gideriz, beşinci yıldızı da bir arada takarız. Bunun için çalışıyoruz. Transfer periyodu şimdi bitmedi. Bu hafta da var. Bu manada çalışmalarımız sürüyor. Transferle ilgili arkadaşlar ağır efor sarf ediyor. Bu haftayı da bekleyelim, göreceğiz” biçiminde konuştu.
“TÜRK FUTBOLU BU TİP TRANSFERLERE HASRET”
Türkiye’de bir oyuncu için ödenen en yüksek bonservis bedeline ulaşarak Bayern Münih’e transfer olan Sacha Boey’un transfer sürecini de anlatan Lider Özbek, şu tabirlerini kullandı:
“Boey’un satışı gerçek bir transfer başarısı olarak herkesin kabul ettiği bir şey. İlmek ilmek hazırlanmış bir şey. Yalnızca biz ve idaremiz tarafından olay bir şey değil. Burak Elmas liderimiz devrinde transferi yapılmış, demek ki o vakit performans gelişmesi ön görülmüş. Fatih hoca emek sarf etmiş. Ondan sonraki devir Okan hoca emek sarf etmiş Boey’un gelişmesi için. Hasebiyle bütün faktörler bir ortaya geldiği vakit Boey, Galatasaray’ın yıldız futbolcusu olarak bu dönemin bitimine kadar bize hizmet etti. Bundan sonra Boey’un transferiyle ilgili çalışmalar da başka bir değer arz ediyor. Ben geçmişte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Onların emekleri sayesinde Galatasaray başarılı bir transfer yaptı. Ondan sonraki periyotta yani taleplerin oluştuğu periyotta de benim ve arkadaşlarımın büyük emeği var. Bilhassa Erden Bey’in futbol şubesini yöneten kişi olarak bu bahiste da çalışmaları takdire şayandır. Transfer gecesi sabah 4’e kadar, Bayernliler de buradaydı. Çok ağır bir çalışma, çok hoş bir strateji çerçevesinde bu transfer yapıldı. Erden kardeşimle birlikte bir strateji kurduk. Bir telefon trafiği çerçevesinde kademe kademe istediğimiz sayılara geldi. Başarılı bir transfer olarak bütün Türk halkını şad ettiğini düşünüyorum. Zira; Türk futbolu bu tip transferlere hasret. Ülkeler ortasında bunun fersah fersah üstünde transferler yapılırken Türkiye’de güya bir kilit, limit varmış üzere Türkiye’den futbolcu şu fiyata çıkar, bu fiyata çıkar, bunun üstüne çıkmaz üzere bir görüş var. Münasebetiyle bu görüşü de yıktığımızı düşünüyorum. İnşallah bundan sonraki periyotta de Türk futbolu, futbolcu ihraç etmeye yönelir. Buna muhtaçlığımız olduğunu düşünüyorum. Boey transferi de buna örnek teşkil eder. Ben daima şunu arzuluyorum. Bundan sonraki transferlerde bizi geçmeye çalışsınlar, geçsinler. Öteki oyuncuyu 30, 40, 50 milyona satsınlar. Bu ülkemiz için gurur verici bir şey. Biz bu bahiste bir kilometre taşı olduğumuz için de çok sevinçliyim.
“FELSEFEMİZ BOEY’DAN 30 MİLYON GELDİ HAYDİ TRANSFER YAPALIM DEĞİL”
Sacha Boey’un transferinden elde edilen 30 milyon Euro’luk bonservis bedelini çabucak harcamak zorunda olmadıklarını lisana getiren Lider Özbek şöyle konuştu:
“Geçen sene Galatasaray’ın kasasına transferden giren bir şey var mıydı ? Yoktu. En azından bu türlü bir 30 milyon Euro yoktu. Yaptığımız transferlerin hacmine bakarsanız bu dediğiniz sayının fersah fersah üstünde. Galatasaray’a hizmet edecek, Galatasaray’ı muvaffakiyete taşıyacak oyuncuların transferini yaptık. Bir yıldız yağmuru geçen dönem başında geldi. Demek ki ideolojimiz şu değil. Boey’dan 30 milyon geldi haydi transfer yapalım değil. Biz transferi Galatasaray’ın gereksinimine nazaran şekillendiren bir idareyiz. Dediğim üzere geçen sene bu türlü bir transfer yoktu. Lakin yapılan transferlerin altına çizgiyi çekin, bakın, nasıl yapılmış. Boey’dan para geldi, transfer yapacağız diye bir şey yok”
“MUSLERA BİZİM KIYMETLİMİZ”
Takım kaptanı Muslera’nın mukavelesiyle ilgili gelen bir soru üzerine Lider Dursun Aydın Özbek, şöyle konuştu:
“Hem taraftar hem de lider olarak tıpkı halde bakıyorum. Muslera bizim kıymetlimiz. Benim daha evvelki liderli periyodunda de Selçuk’un sonrasında ekip kaptanımızdı. Çok kıymetli bir futbolcu. Galatasaray’a uzun yıllardır hizmet ediyor. Bu sorunun bir ayrılık rüzgarı üzere sorulmuş olması da beni rahatsız ediyor. Topluluklar muhtaçlıkları çerçevesinde oyuncularını, bu kadar kıymetli oyuncusunu illa ki onun da isteği çerçevesinde gerek alanda gerek idarede gerek idari takımda pahalandırmak ister. Onun için bu türlü bir ayrılık rüzgarı üzere sorulması güzel değil. Bu benim tek başıma alabileceğim bir karar değil. Futbolu yöneten bir idare şurası var. Muslera’nın isteği var. Şu anda bir tek şeye kitlenmiş vaziyetteyiz. O da bu dönem şampiyon olmak. Bu tartışmaların gündeme gelmesi, şampiyonluk yolundaki yürüyüşümüzü zayıflatır. Onun için biz ne seçim konuşuyoruz şu anda ne transfer. Transfer döneminde yeni oyuncu almanın peşindeyiz. Fakat kadro içindeki yürüyüşü etkileyecek hiçbir hususun gündemimize girmesine müsaade vermiyoruz.”
Dursun Aydın Özbek, transfer çalışmalarıyla ilgili, “Az evvel de tabir ettim. Arkadaşlarım çalışıyor. Önümüzde 5 günlük bir müddet var. Bu müddetin sonunda kaç transfer yapmışız görürsünüz” diye konuştu.
“ARA TRANSFER PERİYODU ÇOK VERİMLİ GEÇEN BİR TRANSFER DÖNEMİ DEĞİLDİR”
Ara transfer periyodunda transfer yapmanın maliyetli olduğuna dikkat çeken Lider Dursun Aydın Özbek, “Ara transfer devri çok verimli geçen bir transfer dönemi değildir. Galatasaray güzel, yıldız oyuncuları transfer etmek üzere hareket eden bir kulüp. Uygun bir oyuncu varsa, güzel oynuyorsa kulüp neden satsın. Kulübün finansal sorunu, zorluğu varsa bunu çözmek için oyuncu satıyorsa sayıların ne kadar yüksek olacağını düşünmeniz lazım. Benim telaffuzum şuydu. Biz muhtaçlığımız olan, bize yarar sağlayacak oyuncuları alalım. Bu kiralık da olabilir, bonservis de olabilir. Şunu da tabir ettim açıkçası. Orta dönem olduğu için dönemin sonunda Galatasaray’a daha yeterli hizmet edecek futbolcu portföyüne ulaşabiliriz. Şu anda eksiklerimizi tamamlayacak düzeyde transfer yapalım, bunun bilhassa kiralık olması tercih edilir. Daha geniş bir havuzdan oyuncu almayı planladığınız vakit, kiralık olmasında yarar var. Bu periyotta bonservis vererek alınan futbolcuyu önümüzdeki döneme da taşımak zorunda kalırız. Bir yerde yeni gelecek idarenin de bu karardan etkilenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu çerçeve de yapılacak transferlerde kiralamanın en planda olması, Galatasaray’a uzun mühlet hizmet vereceğini düşündüğümüz bir futbolcu varsa da onun bonservisini öderiz. Geçtiğimiz iki sene zarfında 26’ya yakın futbolcu almışız. Bunun büyük bir kısmına da bonservis ödüyoruz. Galatasaray lideri olarak şöyle bir kaygım yok. ‘Bonservisi ödeyeyim yahut ödemeyeyim’ bu türlü bir şey yok. Gerektiğinde de bonservisini öderim fakat kulübün menfaatlerine geldiği vakit da kulübe uzun mühlet hizmet edecek futbolcu varsa elbette bonservis ödeyeceğim. Fakat orta devirde Galatasaray’a bilhassa de önümüzde seçim olduğunu düşünürsek kiralık futbolcunun, kiralık bulunan alternatiflerin daha yararlı olacağını düşünüyorum. Yoksa arkadaşlarıma katiyen o denli bir talimat vermedim. Bonservisli bana oyuncu getirmeyin üzere bir talimatım yok” halinde konuştu.
“GALATASARAY KULÜBÜ LİDERİ ŞAYET BAŞARISIZSA İSTİFA DAVETİNDE BULUNULABİLİR, BUNU YADIRGAMIYORUM”
Başarısız olmaları halinde taraftarın istifa davetinde bulunabileceğini ve bunu yadırgamayacağını belirten Lider Özbek, “Galatasaray Kulübü Lideri şayet başarısızsa bunu daha evvel de yaşadım. İstifa davetinde bulunulabilir. Bunu yadırgamıyorum. Sonuçta biz emanet bir görevdeyiz. Burası genel heyetin yönetmemiz için bize emanet ettiği bir yer. Elbette yanlış bir şey yaptığımızda da yahut yönetemiyorsak bu davetler olağandır. Ancak bunun yaptığınız işlerin memnuniyetsizliğinden daha fazla bir anlık yanlış dezenformasyon sonucunda çıkmış bir şey olduğunu görüyorum. Onun için tabir ediyorum. ‘Bonservisli oyuncu getirmeyin’ bu türlü bir şey yok lakin orta periyotta şu tercih edilir. Bilhassa seçime giderken. Kiralık olması, kontratının da dönem sonu bitmesi tercih edilir. Bunu hiçbir vakit ‘Başkan bonservisle transfer yapmaktan kaçınıyor’ halinde yorumlamak mümkün değil” sözlerini kullandı.
“GALATASARAYLI YAHUT FENERBAHÇELİ DİYE BÖLÜNMEYİ VE BİRBİRİNE DÜŞMAN OLMAYI TEŞVİK EDİCİ TELAFFUZLAR NİÇİN YAPILIR?”
Fenerbahçe Lideri Ali Koç’un Yüksek Divan Heyeti’nin Şubat Ayı Olağan Toplantısı’ndaki açıklamalarına da karşılık veren Lider Özbek, “Son divanı izlemedim ben lakin Fenerbahçe Kulübü Lideri olacak zatın söyledikleri basına da yansıdı. Münasebetiyle tarafıma da geldi. Natürel güzel bir söz stili değil. Bunu şöyle yorumluyorum ben. Fenerbahçe lideri olacak kişi Vehbi Koç’un torunu. Bu kişi birebir vakitte güzel bir eğitim almış, Koç ailesinin bir mensubu. Türkiye için Koç ailesi değerli bir aile. Yurt dışında ve yurt içinde uygun bir eğitim görmüş, çok değerli eğitim almış. Âlâ bir iş hayatı var. Çok güçlü bir aileye mensup. Pekala bu türlü bir kişi niçin Türk Futboluna bölünmeyi, kutuplaşmayı ve birbirine düşman olmayı getirmeye çalışır? Türkiye’nin yüzde 75’i Galatasaray ve Fenerbahçe’den oluşuyor. Futbolla ilgilensin, ilgilenmesin yahut takip etsin, etmesin bu bir gerçek. Bizim ağzımızdan çıkan sözler bu insanlara ulaşıyor. Bu insanları etkiliyor. Bu insanların bizim ifadelerimizden beklentileri var. Pekala niçin bu türlü bir kutuplaşmayı, Galatasaraylı yahut Fenerbahçeli diye bölünmeyi ve birbirine düşman olmayı teşvik edici telaffuzlar niçin yapılır? Çok düşündüm. Bu manada daha evvel de bu türlü düşünmüştüm. Bir sözüm de vardı ve onun çok gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Artık Türkiye bulunduğu coğrafik pozisyon ve demografik yapısı itibariyle düşmanları tarafından bölünmeye Türk, Kürt diye PKK vasıtasıyla ayrılıkçı kalkışma var. Alevi ve Sünni diye vakit zaman bunu kaşıyan düşmanlarımız var. FETÖ’cü olan yahut olmayan diye 15 Temmuz’da kalkışma yaşadık. Türkiye’nin başında bu türlü belalar varken bir kişi Galatasaray’ı ve Fenerbahçe’yi birbirine düşman ederek hatta sokaklara çağırarak, hatta ‘bunları gördüğünüz yerde tokatlayın’ tabirleri üzere ya da ‘gördüğünüz yerde fotoğrafını çekin’ üzere tabirler kullanarak niçin yapar? O kişi tıpkı vakitte Türkiye’yi seven, Atatürkçü kimlikten ve etik bedelleri yüksek olduğunu söz ediyor. Pekala kardeşim bu pahalara sahipsen niçin bu türlü bir tutum içine giriyorsun. Başkanlığı kötüle, kulübü kötüle ve hiç ağza alınmayacak formda tabirler kullan Galatasaray için. Benim aklıma iki şey geliyor. Birincisi Türkiye’yi çekemeyenlerin ve düşman olanların Türkiye’yi bölmek için çeşitli davranış biçimleri var. Sanki ben de diyorum bu türlü birisi bir proje mi? Türkiye’yi ne PKK bölebilmiş ne FETÖ bölebilmiş. Yani kimse bölememiş. Türkiye’yi bölmek için yeni bir proje mi deniliyor yani. Galatasaraylı, Fenerli sokağa çıksın bu davetler var. Bunu çok sakıncalı buluyorum. Çok sakıncalı bir davranış biçimi. Hasebiyle o bireye (Ali Koç) şunu tavsiye ediyorum. Bundan vazgeç. Türkiye’nin huzura, birlik ve beraberliğe muhtaçlığı var. Türkiye’nin bekasını tehlikeye atacak bu tartışmalar bu türlü başlar ve nerede duracağını bilemezsin. Onun için ben kendisine bu huzuru bozucu, Türkiye’nin birlik ve beraberliğine kasteden davranış biçimi içerisinde olmamasını tavsiye ediyorum. Biz Galatasaray ve Fenerbahçe olarak gayretimizi, bilek güreşimizi alanlarda yapalım. Bu kulüpler onun için kurulmuş. Bu kulüplerin birinci misyonu alanda bu futbol aktivitesini sevdirebilmek, insanları hafta sonlarında beğenilen bir vakit geçirmelerini sağlamak ve ekipleriyle mutluluklar yaşamak için yapılan bir aktivite. Bu manada bu türlü düşünürsek olayların bu niyetle yapıldığını kabul edersek o kişi bir proje olarak kulübün başına geldiğini düşünüyorum. Pekala diyelim ki o denli değil. Bu söylediklerim yanlış. Bu davranış biçimini kıymetlendirmek, bunların olmadığını ve daha evvel söylediklerimin yok farz edildiği devirde bu davranış biçimini nasıl kıymetlendiririz. O kişi uygun yetişmiş, güçlü, güzel bir ailenin verdi, eğitimi çok üst seviyede ve başarılı bir iş adamı. Bunların hepsini bir tarafa yazdığımız vakit bir tane eksik kalıyor. Zira bu patolojik bir olay haline geliyor. Demek ki bir parametre eksik. Burada sağlıklı olmayan bir durum hasıl oluyor. Onun için bu tutumun ve telaffuzların derinlemesine incelenmesi, bu manada o kişinin birtakım dayanaklara gereksinimi olabileceğini düşünüyorum. Bu tedavi edilmesi gereken bir konu. Dediğim bütün bu özellikleri bir ortaya getirdiğimiz vakit ülkenin birliği ve beraberliği için savaşmış, Atatürkçü, etik pahalara sahip Türkiye’yi düşünen bir kişinin bu manada Türkiye’yi bölmek için şayet bir proje değilsen o vakit kardeşim burada diğer bir durum var. Patolojik bir durum olduğunu düşünüyorum. Bu formda incelenip bunun hızla tedavi edilmesinin gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“DERHAL KULÜPLER BİRLİĞİ BAŞKANLIĞINDAN İSTİFA ETMELİ”
Kulüpler Birliği Vakfı’nın dönemin birinci toplantısında Fenerbahçe Lideri Ali Koç’un kulüp liderlerine yaptığı bir konuşmaya değinen Lider Dursun Aydın Özbek, “Fenerbahçe lideri olan kişinin tabirlerine dikkat ettiğinizde daima bir mağduriyet çıkarma, daima bir ağlama hali var. Ağzımızdan çıkan laflara dikkat etmemiz gerekiyor. Bir kulübün lideri, federasyonla hengame ediyor, MHK ile arbedeli, Tahkim ile hengameli. Bütün gruplarla arbedeli. Bütün kadrolarla arbedeli cümlemi de şöyle tabir etmek istiyorum. Kulüpler Birliği Vakfı’nın dönem açılışında o kişinin şöyle bir tabiri oldu; Bu sene şampiyon olmak için, fıtratımda olan ve olmayan, elimden gelen ve gelmeyen her şeyi yapacağım dedi. Orada 20 tane farklı kadro vardı. Hepsi de Türk futbolu için değerli. 20 kadronun da gönlünde şampiyonluk yatar. Kulüpler Birliği Vakfı Lideri olarak bunları öteki 19 ekibe söylüyorsun. Bu türlü bir laf edilir mi? Sen şayet bu sözün gerisinde duruyorsan, Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı misyonunu bırak, diye davette bulundum. Bugün de bunu tekrarlıyorum. Derhal istifa etmeli. Ondan sonra Fenerbahçe Kulübü lideri olarak istediklerini söyleyebilirsin” biçiminde konuştu.
“10 YILA YAKIN MÜDDETTİR ŞAMPİYON OLAMAMALARI TRAVMATİK BİR DURUM YARATIYOR”
Fenerbahçe Lideri Ali Koç’un Yüksek Divan Şurası Toplantısı’nda “Haziran ayında yeni bir lider ve yeni bir idare heyeti olacak” açıklamasının hatırlatılması üzerine ise Lider Özbek, “Kaç kişi inandı bilmiyorum. Geçtiğimiz devirde divan şurası liderleri kendi ortalarında toplanıyor ve sohbet ediyorlar. Biz kendilerini davet ettik, başka kulübün divan liderleri bir ortaya geldi. Ben de onlara ‘hoş geldiniz’ dedim ve oradan ayrıldım. Fenerbahçe’nin divan lideri bir süre sonra beni aradı. ‘Sayın lider, siz Ali Koç’un lider olarak kalması bizim için çok güzel demişsiniz’ dedi. Ben de ‘Sen de oradaydın, belirli bir müddet sizinle birlikte oldum ve sonra oradan ayrıldım. Bulunduğum müddet içerisinde siz bu türlü bir cümlemi duydunuz mu’ dedim. ‘Duymadım’ dedi. Kendisiyle bu türlü bir telefon konuşmamız oldu. Demek ki bu algının peşindeler. ‘Ben başkanlığı bırakacağım, kulüp aslında 10 yıla yakın yıldır şampiyon olamıyor, bu olağan mi diye’ herkese soruyor. Kendisi aslında ‘Bu sene başkanlığı bırakacağım, ben şampiyon olayım’ demek istiyor. Bu konuşmayı kime söylüyor, muhatabını bulmak da sıkıntı. Şampiyonluk bir emeklilik ikramiyesi değildir dedim. Alanda çabanı edersin, kazanırsan şampiyon olursun. Kazanamazsan bunu unut. Bu türlü bir telaşları var. 10 yıla yakın müddettir şampiyon olamamaları travmatik bir durum yaratıyor. Bunun dermanı hengame ederek değil, çaba etme maharetini daha âlâ yönetmekle alakalı. Benim onlara bir ağabey tavsiyem şu; Yeşil sahanın içinde kalın. Gücünüzü performansınızı daha üst düzeye çekmek için harcayın” diye konuştu.
“STANDARTLARDA BİR SAPMA OLMASAYDI ŞU ANDA BİZ ONLARIN 10 PUAN ÖNÜNDEYDİK”
Fenerbahçe Lideri Ali Koç’un Galatasaray’ın algı yaptığı istikametindeki açıklamaları üzerine ise Lider Dursun Aydın Özbek şunları söyledi:
“Hakem yanılgılarıyla ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Mukayeseye geldiği vakit Galatasaray’ın kayrıldığı ve Galatasaray’ın lehine yaklaşımlar olduğu tabir ediliyor. Daima bu istikamette bir algı peşindeler. Lideri, yardımcısı, çalışanı, hepsi bu bakış açısında. İncelediğinde şurası çok net, standartlarda bir sapma olmasaydı şu anda biz onların 10 puan önündeydik. Verilen, verilmeyen penaltılar, gösterilen kartlar dikkate alındığında bu ortaya çıkıyor. Bütün bunlar dikkate alındığında asıl mağdurun Galatasaray olduğunu herkesin kabul etmesi gerekiyor. Her konuşmasında bizim algı peşinde olduğumuzu söz ediyor. Bu türlü bir şey olmaz. Algıyla ilgili çalışan tek kulüp Fenerbahçe. Göğsünü gere gere de bizim yaptığımızı söylüyor.”
