Annelik hüznü
Bir düşünelim: Yeni doğum yaptınız yahut gebesiniz. Birçok soru işareti ve tahminen de en yakınlarınıza dahi açmaktan çekindiğiniz telaşlarınız mevcut. Yanlış yapmaktan korkuyorsunuz. Ya sizin için makus bir anne derlerse? Annelik serüveninizde başarısız olursanız neler olur? Öncelikle yeni doğan bir bebeğin hayatı yavaş yavaş öğrenmesi üzere siz de anneliği bebeğinizle birlikte çıktığınız bir öğrenme süreci olarak düşünmelisiniz. Onun bu dünyaya yabancı olduğu kadar siz de bu yeni role hayli yabancısınız. “Başarısızlık” üzere bir kavramın anne olmakla bir ilgisi olmadığı üzere gerilimli hissetmeniz, korkmanız ve bazen duraksamanız sizi “kötü anne” yapmayacak, tam bilakis bebeği ile birlikte öğrenen, güçlenen ve bu yeni tecrübenin getirdiği gerilimle cesurca başa çıkan biri haline getirecektir.
Bebek sahibi olmak hoş olduğu kadar gerilimli bir tecrübedir. Uyku düzensizliği, yeni sorumluluklar, ferdî vaktin ve öz bakımın kısıtlanması sonrasında, hislerinizin karmakarışık olması epeyce olağan ve beklenilen bir durumdur. Doğumdan sonra birinci birkaç hafta bu türlü hissedebilirsiniz. Ağlama krizleri geçirmek, boğuluyor üzere hissetmek, eskisinden çok daha duygusal ve hassas olmanız birçok hemcinsinizin de yaşadığı “annelik hüznü” olarak isimlendirilir. Annelik hüznü, doğum sonrası depresyonuna kıyasla daha kısa vadeli ve daha hafif bir geçişe sahiptir.
Ya Postpartum Depresyon?
Annelik hüzününe nazaran Postpartum Depresyon riskli bir durumdur ve mutlaka geciştirilmemelidir. Her ne kadar misal belirtilere sahip olsalar da bu iki farklı durumu birbirinden ayırt etmek için bakılması gerekenler; semptomların müddeti ve yaşama isteğindeki değişimlerdir.
Eğer;
- Kendinize, partnerinize ve/veya yeni doğana karşı ziyan verici davranış, tavır ve fikirleriniz mevcut ise (öz kıyım teşebbüs ve/veya fikirleri vs.)
- Bebeğinizle bağ kuramadığınızı hissediyorsanız,
- Öz kıyım fikirlerine sahipseniz,
- Değersiz ve ezilmiş hissediyorsanız,
- Anne olmakla ilgili ağır pişmanlık yaşıyorsanız, doğum sonrası depresyonu geçiriyor olma ihtimaliniz epey yüksektir.
Vakit kaybetmeden bir uzman yardımı almanız hem sizin hem aileniz için epey kıymetlidir.
Her yeni doğum yapmış bayan bu sorunu yaşıyor mu?
Hayır. Lakin bu durumun oluşmasına katkı sağlayan aşikâr başlı risk faktörleri mevcut. Doğum sonrası, bayanın tüm fizyolojik stabilizasyonu dağılıyor. Hamilelik sürecinde fizikî, fizyolojik ve elbette duygusal değişimler bu durumu tetikliyor. Kişinin geçmiş hayat tecrübeleri, annelik şeması, ruhsal ve psikiyatrik geçmişi de risk oluşmasına katkı sağlayan başka faktörler ortasında.
Ne yapılabilir?
- Duygularını kendine saklama! Paylaş anlat ve yargılanmaktan korkma.
- Katılımcı ol! Öteki yeni anne olmuş bireylerle bağlantıda kal. Yalnız olmadığını bil.
- Ev işlerini es geç! Konut işlerini bir müddetliğine es geç ve bu süreyi kendine ayır. Yürüyüş yap, meditasyon yap, kitap oku ne istersen onu yap.
- Gün ışığından faydalan! Güneş ışınlarının depresyona ne kadar güzel geldigini artık herkes biliyor. D vitamini negatif ruh haliyle savaşmak için birebir.
- Uzman takviyesi al! Bir psikolog yahut psikiyatristle görüşmek seni daha yeterli hissettirecek. Jinekoloğunuzla da bağlantı halinde kalın. Hormonal değişim için hormon dayanağı önerebilir ve sürece yardımcı olabilir.
- Basit idmanlar yap! Seni zorlamayacak antrenmanlar için vakit ayır. Spor da depresif ruh haline âlâ gelen faktörlerden biri.
- Destek al! Ailenden, eşinden yahut profesyonel bir bebek bakıcısından dayanak al.
Önce sen âlâ hissetmelisin. Unutma; keyifli anne, keyifli çocuklar demektir.