Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye’de Sanayinin Sigortalanması ve Çözüm Önerileri programına katıldı.
Yılmaz ”Ekonomideki belirsizliği azalttık, öngörülebilirliği de giderek artırmayı sürdürüyoruz. Ülkemizin ekonomi ve finans alanındaki kazanımlarını artırmaya kararlıyız. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejimizi destekleyici bir sanayi ekosistemine sahibiz” dedi.
Önümüzdeki 5 yıllık dönemde imalat sanayiinde başta öncelikli sektörler olmak üzere tüm sektörlerde, yüksek katma değerli üretim yapısına geçişi sağlamayı amaçladıklarının altını çizen Yılmaz “12. Kalkınma Planı döneminde yeşil ve dijital dönüşümü odağına alan ve yerel kaynakları azami seviyede kullanan, bir üretim yapısıyla ülkemizin en önemli üretim merkezlerinden birisi olmasını hedefliyoruz. Bu doğrultuda imalat sanayiinde yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı artırmaya yönelik politikalarımızı ortaya koymuş durumdayız” şeklinde konuştu.
Yılmaz sözlerine şöyle devam etti:
“Aralık ayı içerisinde ülkemizde sigortacılığın 100’üncü yılını kutlayarak sigortacılığın ülkemizde katettiği mesafe ve ekonomimiz açısından önemini vurgulamıştık. Sigortacılık alanındaki yükseliş, siyasi güven ve istikrar ortamında devam etmektedir. Sigorta vesilesiyle risklere karşı önlem alınırken aynı zamanda tasarruf yoluyla ekonomiye ve yatırımlara katkı sağlanmaktadır.
Türkiye sigortacılık sektörü bugün ekonomide biriken fonları, para ve sermaye piyasalarına yönlendirerek ülkemizde finansal piyasaların gelişmesine, ekonominin büyümesine ve istihdamın artmasına destek olmaktadır. Sigorta sektörünün; ekonomimize olan katkısının, finans sisteminden aldığı payın çok ötesinde olduğunun farkındayız”
“2023 yılında TOBB tarafından sigorta teminatı bulayan sanayi kuruluşlarına yönelik yapılan bir anket çalışmasında; ankete katılan sanayi kuruluşlarının yüzde 51’i son beş yıl içerisinde hiçbir hasar yaşamamalarına rağmen sigorta poliçelerinin yenilenmediğini ve diğer sigorta şirketlerinden de poliçe yaptıramadıklarını beyan etmişlerdir.
6 Şubatta yaşadığımız deprem felaketi sonrasında, büyük yatırımlara sahip bölgedeki sanayicilerimizin sigorta yaptırmamaları ya da yeteri kadar sigorta teminatı almamaları nedeniyle ağır maliyetlere katlandıkları da ortadadır.
Burada hem sigorta aracılarının sanayicilerimizi doğru bilgilendirmekte daha proaktif olmaları hem de sanayicilerimizin risk değerlendirme konusunda daha hassas olmalarını tavsiye ediyoruz.
Sanayi sektöründe sigortacılık anlayışının sadece hasar ve kaybın ortaya çıktığı durumlarda değil, tüm iş süreçlerinde başvurulacak bir güvence mekanizması haline dönüştürülmesi gerektiğine inanıyoruz.
Bununla birlikte geçtiğimiz yıl dünya genelinde iklim değişikliğine bağlı olarak artan doğal afet kaynaklı hasarlar reasürans piyasasında daralma ve maliyet artışı yaratmıştır.
Sigorta şirketlerinin karşı karşıya kaldığı bu maliyet artışlarının sanayicilerimize prim artışı olarak yansıdığını ve sanayicilerimizin sigorta teminatı bulmakta zorluk çektiğini biliyoruz.
Bu sorunları aşma yönünde sanayicimizin ve sigortacılık sektörünün ortak akıl ve işbirliği içinde çalışacağına olan inancımız tamdır.
Salgın dönemi dahil olmak üzere atlattığımız badirelerde üretim çarklarının durmamasına ne kadar önem verdiysek sanayicimizin olağanüstü durumlarda ciddi mali kayıplar yaşamamasını da önemsiyoruz.
Reel sektörün sigortalanabilir risklerinin önceden belirlenerek ilgili sigorta araçlarıyla korunmasının sağlanması için gerekli tedbirleri almaya bizler de hazırız.”