Dünya’nın yörüngesi, uzaya gönderdiğimiz her yeni roket ile birlikte uzay çöpleriyle dolmaya devam ediyor. Bu nedenle uzmanlar, uzay çöplerinin Dünya’ya geri düşmesi için birçok çözüm üzerinde çalışıyor. Ancak yeni yayınlanan tartışmalı bir makale, düşen uzay çöplerinin aslında Dünya’nın manyetik alanını zayıflatabileceği konusunda uyarıyor.
arXiv veri tabanında yer alan makale, henüz hakem değerlendirmesinden geçmiş değil. Ancak makalenin yazarları geçtiğimiz günlerde LiveScience’a yaptıkları açıklamada, ticari uyduların, özellikle de Starlink tarafından kullanılanlar gibi “mega uyduların” kontrolsüz bir şekilde yayılmasının Dünya’nın manyetik alanını yarıya indirebileceğini belirtiyor.
Makalenin yazarı, bu gerçekleşirse atmosferik sıyrılmanın yanı sıra diğer uydu felaketlerini de görebileceğimizi iddia ediyor. Tüm bu sorunların nedeni, uydular Dünya’ya geri düşerken metalin buharlaşmasından kaynaklanıyor. Atmosfere yeniden giriş sırasında uyduların yanması zaten bilinen bir şey ve Dünya’ya etkilerine dair uyarıları ilk kez görmüyoruz.
Daha öncesinde uzmanlar, uzay araçlarının yeniden giriş sırasında yanmasının kutupsal stratosferik bulutların gelişmesine yol açabileceği ve bunun da ozon tabakasına zarar vereceğini konusunda pek çok uyarıda bulunmuştu. Bu da gezegenimizi Güneş’in yaydığı güneş radyasyonuna karşı daha savunmasız hale getiriyor ki bu hiç de iç açıcı bir durum olmasa gerek. Ancak bu yeni makale, düşen uzay çöplerine karşı verilen mücadelede işleri bir adım öteye taşıyor.
Elbette herkes bu yeni argüman konusunda ikna olmuş değil. Ancak muhtemelen bir noktada cevaplamamız gereken bazı ilgi çekici soruları gündeme getiriyor. Bunlardan en önemlisi, düşen uzay çöplerinin geride bıraktığı toza ne olduğu sorusu. Yeni araştırmanın yazarı, tozun iyonosferin üst kısmına yerleşebileceğini ve burada gezegenimizin etrafında bir “iletken ağ” oluşturabileceğini savunuyor.
Bu ağ daha sonra tipik olarak uzayın binlerce kilometre ötesine uzanan manyetosferin iletken ağın altında kalmasına neden olabilir. Bu da manyetosferi katlanarak zayıflatacak ve uyduları; hatta gelecekteki uzay istasyonlarını halihazırda maruz kaldıklarından çok daha fazla güneş radyasyonuna maruz bırakabilecek. Bu da haliyle başka sorunlara yol açabilir.
Makalenin yazarı, manyetosfer küçülmese bile düşen uzay çöplerinin yarattığı tozun fırlatılan uzay araçlarındaki elektronik cihazlarda sorunlara yol açabileceğini söylüyor. Daha önce bahsettiğimiz atmosferik sıyrılma, makalenin önerdiği en kötü durum senaryosunun bir parçası; bu senaryoda, Merkür ve Mars gibi diğer gezegenlerde olduğuna inandığımız gibi, radyasyonun atmosferin dış kenarlarını aşındırması söz konusu.
Ancak, daha önce de belirttiğimiz gibi, düşen uzay çöplerinin yaratabileceği tehlike konusunda herkes ikna olmuş değil. LiveScience’a konuşan bir uzman, makalede bahsedildiği gibi iletken bir kabuğun son derece düşük bir ihtimal olduğunu söylerken, makalede öne sürülen senaryoların ve bilgilerin çok basitleştirilmiş olduğunu ve bu nedenle doğru olma ihtimalinin düşük olduğunu söylüyor.