Alternatif akım üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Nikola Tesla, olağanüstü bir mucit, makine mühendisi ve fizikçiydi. Ancak Tesla da dahil, hiç kimse zamanın yüzde 100’ünde haklı olamaz ve o da yanılma payına sahipti.
Örneğin, alternatif akıma öncülük eden çalışmalarına rağmen Tesla elektronlara inanmıyordu. Bunun yerine atomların, evrenin en küçük yapı taşları olduğunu düşünüyordu. Bununla birlikte eterin elektrik akımlarını ilettiğine dair 19. yüzyıldan kalma bir inanca sahipti.
Elbette ışık hızının 50 katı hızla hareket eden bir kozmik ışını kaydettiğine inandığı bir zaman da var. Ancak bugün çok daha ilginç bir şeyden; akıllı uzaylılar tarafından gönderilen radyo sinyallerini yakaladığını düşündüğü zamandan bahsedeceğiz.
Tesla ve uzaylılar
1899’da Tesla, cihazıyla garip bir sinyal yakaladı. “Şimdi bile, zaman zaman, olayı canlı bir şekilde hatırlayabiliyorum ve cihazımı sanki gerçekten önümdeymiş gibi görebiliyorum. İlk gözlemlerim beni dehşete düşürdü, çünkü doğaüstü demeye gerek yok, gizemli bir şeyler vardı ve gece laboratuvarımda yalnızdım.” diye yazmıştı Tesla olayla ilgili olarak.
Kısacası, bip sesleri duymuştu. Hatta tam olarak: Bip. Bip-bip-bip. Bip bip bip bip. “Not ettiğim değişiklikler periyodik olarak ve o kadar net bir sayı ve düzen önerisiyle gerçekleşiyordu ki, o zamanlar bildiğim hiçbir nedene bağlanamıyorlardı,” diye devam eden Tesla, Güneş’in neden olduğu gibi olası elektriksel bozulma kaynaklarını bildiğini, ancak bunları potansiyel neden olarak görmediğini yazdı.
Bir süre sonra gözlemlediği düzensizliklerin akıllı bir kaynaktan kaynaklanıyor olabileceğini düşünen Tesla, her ne kadar anlamlarını çözememiş olsa da bunların tamamen tesadüfi olduğunu düşünmüyordu. Tesla sinyali araştırmak için daha fazlasını yapmaya çalıştı ve “dört” cevabını göndermekten, sözde akıllı uzaylılarla uzun mesafeli bir sayı sayma oyunu oynamaktan söz ediyordu.
Alay konusu olmuştu
Tesla elbette uzaylılardan sinyal almamıştı. İlk başlarda insanlar sinyalin Dünya’dan gelmiş olması gerektiğini, çünkü iyonosferin geçmesine izin vermeyeceği bir frekanstan geldiğini öne sürdüler ve Tesla bu yüzden alay konusu oldu. Ancak Tesla’nın sinyali bulmasından bir asırdan fazla bir süre sonra, bir ekip Tesla’nın cihazını yeniden oluşturdu ve kaynağın gezegen kökenli olabileceğine inandı.
Ekip, 2003 yılında Tesla’nın sinyallerini Jüpiter’den kaynaklanan yoğun kilometrik (VLF) emisyonlarının bir tespiti olarak tanımlamanın tamamen mantıklı olduğunu düşündüklerini bildirdi. Ekip yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; “Herkesi ikna etmek için hala önemli çalışmalar yapılması gerekiyor. Ancak, sonuç olarak Tesla’nın Colorado Springs alıcılarından biriyle Jüpiter’den gelen kilometrik sinyalleri dinlediğinizde zaman zaman duyacağınız ‘Bip… Bip-Bip… Bip-Bip-Bip’! sesi olabilir. Dahası, dünya dışı sağ dairesel polarize kilometrik sinyaller güneş lekelerinin minimuma indiği zamanlarda Dünya’nın iyonosferine nüfuz eder. Tesla, gezegen kaynaklı bu olağandışı elektrik sinyallerini tespit edebilmek için doğru yerde, doğru zamanda, doğru şeyi yapıyordu ve doğru ekipmana sahipti. Hazırlıksız olan bilim camiasıydı.”