2022 yılının yaz transfer devrinde İngiltere Championship kadrosu Hull City’nin yolunu tutan Fildişili yıldız futbolcu, şimdiye kadar 32 maçta forma giydi ve 3 asistle oynadı. Deneyimli ön libero; Galatasaray’daki devri, Fatih Terim’in kadro idaresi, Hull City’e uzanan kariyeri, Premier Lig gayeleri, vatandaşı Wilfried Zaha, Fenerbahçe’ye transfer argümanları ve şampiyonluk yarışıyla ilgili fikirlerini anlattı.
Daha evvel Fulham formasıyla uğraş ettiğin Championship’e bu sefer Hull City’e transferle dönüş sürecini anlatır mısın?
Hull City’e olan transferimin başlangıcı Acun Ilıcalı ile Türkiye’de yaptığım toplantıya dayanıyordu. Transfer toplantısı güzel geçmişti. Acun Ilıcalı ile neden beni istediğini ve Hull City’deki projesi hakkında konuşmuştuk. Toplantı sonrasında nereye gitmem gerektiğini düşündüm ve mesleğimin bir sonraki adımının ne olması gerektiğini kendime sordum. En sonunda ise Hull City’nin projesinin bir kesimi olmaya karar verdim.
“PREMİER LİG’DE OLMAK İÇİN GAYRET EDİYORUZ”
Şu ana kadar 39 maçta 58 puan topladınız. Play-off kümesindeki en yakın kadroyla aranızda 6 puan var. Premier Lig amaçlarınız hakkında neler söylemek istersiniz?
Hull City’deki kendi performansımdan çok grup olarak neler yapacağımız daha değerli. Herkes Premier Lig’in ne kadar büyük ve kaliteli bir lig olduğunu zati görüyor. Premier Lig, futbolcuların hayatlarına dokunuş yapıyor ve değiştiriyor. Orada futbol oynamak şahane ve anlatılmayacak bir histir. Her grup her dönem orada olmak için çaba ediyor. O yüzden biz de Premier Lig’de olmak için gayret ediyoruz. Sonuna kadar maç maç bakarak gideceğiz. Şu an yalnızca bunu düşünmeliyiz. Dönem sonunda neler olacağını göreceğiz.
“GALATASARAY’DAKİ VAKİTLERİMİ ASLA UNUTMAYACAĞIM”
Galatasaray’a transfer olmadan evvel Portekiz, Fransa ve İngiltere üzere üst seviye liglerde futbol oynadın. Süper Lig ve Galatasaray’daki atmosferi kıymetlendirir misin?
Türkiye Üstün Lig’i çok özel. Oradaki taraftarlar futbolu çok seviyor. Mesela Galatasaray taraftarları çok uygundu ve orada şahane bir atmosfer vardı. Galatasaray’daki zamanlarımdan çok zevk aldım fakat son devirde ne yazık ki Koronavirüs salgını ortaya çıktı ve Muhteşem Lig’i istediğimiz biçimde bitiremedik. Lakin bunlar hayatın içinde olan şeyler. Galatasaray’daki vakitlerimi asla unutmayacağım. Zira orada yaşadıklarım benim için çok özeldi.
“FATİH TERİM, FUTBOLCULARINI SAHİDEN ÇOK CESARETLENDİRİRDİ”
Galatasaray’da teknik yönetici Fatih Terim ile çalıştınız. Deneyimli teknik adamla çalışmak futbolunuzu nasıl etkiledi?
Fatih Terim, birinci olarak çok yeterli bir insan ve kusursuz bir teknik yönetici. Fatih Hoca, futbolcuları yalnızca bulunduğu düzeyden daha âlâ bir noktaya getiriyor. Fatih Hoca, bunu futbolcularına inandığını göstererek başarıyor. O, futbolcularını sahiden çok cesaretlendirirdi. Şayet Galatasaray’a gelir ve orada onunla çalışırsanız bunu görürsünüz. Fatih Terim üzere şahane teknik yöneticinin dokunuşuna şahit olmak hakikaten çok hoş bir histir.
“FENERBAHÇE MAÇINDA BİZ DE HAYRETE DÜŞTÜK AMA…”
Galatasaray’ın 20 yıl ortadan sonra Kadıköy’de Fenerbahçe’yi yendiği maçın takımında olan oyunculardan biriydin. Yıllar sonra gelen galibiyetle ilgili hislerini anlatır mısın?
Fenerbahçe’nin alanında her kadronun hayrete düşeceği atmosfer vardı. Bizim için de durum bundan çok farklı değildi. Fakat Fenerbahçe maçına başımızda olumsuz rastgele bir senaryo/hikaye oluşturmadan çıkmıştık. Maça çıkmadan evvel yalnızca âlâ şeyler düşündük. Zafer, sonunda zaten gelmiş oldu. Bu çok büyük bir başarıydı. Zira Kadıköy’de 20 yıldır kazanamıyorduk. Fatih Terim, orada bize yalnızca kendimiz üzere oynamamız gerektiğini söylemişti. Fatih Hoca, ayrıyeten topu Fenerbahçe’den süratlice kaparak oynamamız gereken futbolu oynamamızı söyledi. Ve bunu başarmıştık.
“KORONAVİRÜS OLMASA ŞAMPİYON BİZDİK”
Koronavirüs olayından önce Süper Lig’de hoş bir seri yakalamıştınız lakin daha sonra üst üste yaşadığınız puan kayıplarıyla şampiyonluk savını kaybetmiştiniz. Koronavirüs salgını olmasaydı o dönem şampiyon olacağınızı düşünüyor muydunuz?
Evet, kesinlikle! O devir yüzde yüz Süper Lig’de şampiyon biz olacaktık. Zira çok düzgün bir formumuz vardı ve şahaneydik. Çok düzgün performans gösteriyorduk ve Koronavirüs olayından evvel son 10 maçta namağlup olarak devam ediyorduk. 10 maçta 26 puan kazanmıştık. Sonra maalesef Koronavirüs ortaya çıktı. Oyuncularımızın çok yeterli performansları vardı fakat Koronavirüs geldikten sonra verilen ortada bu performansları kaybettik ve geri dönüş bizim için çok güç oldu. Olaylardan dolayı lig durduruldu ve karantinadan ötürü konutta kalmak bizim için çok zorlayıcı oldu.
“GALATASARAY HARİCİNDE DİĞER BİR KULÜP OLMAZ”
Son periyotta Türkiye medyasında Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın seni transfer etmek istediğine dair haberler çıktı. Bu tezlerle ilgili neler söylemek istersin?
Evet, bu haberleri ben de duydum. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın ilgisinden haberim vardı. Kendime her vakit Türkiye’de Galatasaray haricinde bir kulübe dönmeyeceğimi söyledim. Zira Galatasaray’la çok yeterli bir bağlantım var. Bu yüzden Fenerbahçe yahut rastgele bir kulübe gitmek istemedim. Onlara hürmet duyuyorum, katiyetle çok büyük kulüpler ancak nitekim gitmek istemedim. Şayet beni isteyen kulüp Galatasaray değilse öteki bir kulübe gitmeyecektim. Bu benim kararımdı. Galatasaray’ın yöneticileri, ekipteki oyuncular ve taraftarlarla çok yeterli bir ilgim vardı. Büsbütün bu yüzden.
“ZAHA’NIN İSTATİSTİKLERİ ORTADA”
Galatasaray’ın dönem başında transfer ettiği kadro arkadaşın Wilfried Zaha, performansı nedeniyle son haftalarda tenkit oklarının gayesi oldu. Zaha’ya yöneltilen tenkitleri nasıl değerlendiriyorsun?
Wilfried Zaha’ya karşı biraz sabırlı olmak lazım. Birtakım beşerler Türkiye Ligi’nin kolay olduğunu düşünüyor ama hangi lig olursa olsun futbolcu olarak kendinizi adapte etmeniz gerekiyor. Süper Lig, hakikaten özel bir lig. Bu ligin içinde çok fazla tutku ve heyecan var. Türk taraftarlar, futbolu nitekim çok seviyor. Harika Lig’e transferiniz gerçekleştiğinde sizden her vakit kusursuz işler bekliyorlar. Sizin çabucak geçmişinize ve daha evvel oynadığınız kulüplere bakarak sizinle ilgili çok büyük beklentilere giriyorlar. Bu beklentilere karşılık veremediğiniz vakit taraftarlar inanılmaz biçimde size reaksiyon gösteriyorlar. Fakat ben Zaha’nın berbat bir performans gösterdiğini düşünmüyorum. Her maçta 90 dakika oynamamasına karşın istatistikleri ortada. Geldiğinde ufak bir sakatlık da yaşamıştı. Bence taraftarların onun için biraz daha sakin ve sabırlı olması lazım. Zaha, sakatlığını atlatıp yüzde yüz performansına döndüğü vakit taraftarların çok daha düzgün bir Zaha göreceklerine eminim.
“ŞAMPİYONU DERBİ BELİRLER”
Galatasaray ve Fenerbahçe, Süper Lig’de şampiyonluk için kıyasıya yarışıyor. Galatasaray’ın 84, Fenerbahçe’nin ise 82 puanı var. Şampiyonluk yolunda hangi kadrosu daha avantajlı görüyorsunuz?
İkisi de çok büyük kadro. Galatasaray, şu an başkan fakat şampiyonluk yarışı son maça kadar sürecek üzere duruyor. Bence şampiyonluk ortalarında oynayacağı derbi maçında aşikâr olacak. Galatasaray’ın alanında güzel bir derbi uğraşı bekliyorum. Güçlü bir yarış olacak fakat umarım şampiyonluğu Galatasaray kazanır.
“ISINIRKEN BİLE O ATMOSFERİ HİSSEDEBİLİYORDUNUZ”
Galatasaray’ın alanındaki atmosfer ve taraftarların tutkusu hakkında ne düşünüyorsunuz? Orada futbol oynarken neler hissettiniz?
Galatasaray’ın stadyumu ve taraftarları, tek sözle şahaneydi. Orada oynadığım hiçbir iç saha maçını unutmuyorum. Alanımızda oynadığımız her maç güya bir final maçı oynuyormuş üzere geçiyordu. Maç öncesi ısınırken bile o atmosferi hissedebiliyordunuz. Bu çok fantastik bir olaydı. Oradaki taraftarlar, kulüplerine ve oyuncularına bayılıyorlar. Onları hayal kırıklığına uğratma üzere bir lüksünüz olamaz. Yoksa taraftarlar sizi kabul etmezler. Birtakım beşerler, Galatasaray taraftarının kulüplerine ne kadar bağlı olduğunu ve sevdiklerini anlamıyorlar. Taraftarlar, sizden onların kulüplerine olan bağlılıklarını ve tutkularını sizin de yaşamanızı bekliyorlar. Onlar kulüpleri için her şeylerini vermek isterler, tıpkı halde futbolculardan da grupları için her şeylerini vermelerini isterler. Galatasaraylı taraftarların bu tutkularına bayılıyordum.
