Kutlu, müsabakanın akabinde düzenlenen basın toplantısında, çok kritik bir maç oynandığını belirterek, kazanarak alt sıralardan kurtulduklarını lisana getirdi.
Tuzlaspor maçının maksat maçı olduğuna dikkati çeken Kutlu, kelamlarına şöyle devam etti:
“Biz bu maçta mümkün puan kaybında önümüzdeki haftalarda artık ligde tutunmayı daha sağlam yer edinmeye çalışırken, kazandığımız takdirde, artık bugüne kadar hiç dillendirmedim fakat birinci 7’yi bundan sonra rahatlıkla kovalayabileceğimizi söylerim. Ligin altından artık koptuk diyebilirim, yeni amacımız play-off olacak. Bunu bugüne kadar hiç dillendirmedim zira matematiksel olarak değilse bile rahat bir puana eriştik. Bundan sonraki süreç bizim ismimize kıymetli. Oyuncularıma daima söylüyorum, 1.5 yıldır buradayım. Geçen sene misyona başladığımız günden beri büyük övgüleri hak ediyorlar.”
Tuzlaspor’un maçın yavaşlatıldığına dair serzenişleri olduğunu hatırlatan Kutlu, oyunun yavaşlamasından ötürü birinci 35-40 dakika kendilerinin şikayetçi olduklarını söyledi.
Kutlu, Türkiye’de mağlup grupların oyunun yavaşlatılmasıyla ilgili serzenişte bulunduğunu lisana getirerek, “Erzurum’da bilhassa yüksek tempoyla oynamak istiyoruz. Önde baskı yapmak istiyoruz. Onların birinci 30-40 dakikadaki gayeleri bizim o tempomuzu kırmak. Yani sakatlıklarda kenarda hakemle olsun, yere yatıp o tempomuzu kırmaktı. Ta ki biz golü bulana kadar, golü biz bulduk, sonra bu sefer tıpkı şeyden kendileri şikayet etmeye başladı. İş kendilerine dönünce değil de gerçeği söylemek lazım.” diye konuştu.
Kutlu, maça ait de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bugün baktığımız vakit defans bloğumuzda Orhan ve Mustafa Akbaş üzere sakat ve cezalı oyuncularımız var, Celal orada oynadı yeniden gol yemedik. Verdiğimiz bir tane gol durumu var, Ufuk uzun süren bir sakatlıktan döndü. Defans bloğumuz kaptan hariç tamamına yakını değişmiş üzere gözükse de yeniden bir durumda rakibe verdiğimiz bir durumla maçı tamamladık. Girdiğimiz iki üç tane net durum var esasen maçın belirli bir kısmından sonra artık rakibimizin yapacağı yanlışları kovalamaya başladık ki bunda da bulduk bir iki durum.”