Başkanımız Ali Y. Koç, Stadımızda gerçekleştirilen tarihi Harikulâde Genel Konsey Toplantımızda üyelerimize sesleniyor:
“Değerli Kongre Üyelerimiz, Türkiye’nin en büyük ailesi Fenerbahçe’nin sevgili mensupları. Karşımda gördüğüm pankartla beni ve arkadaşlarımı bir kere daha duygulandırdınız. Esasen dik durduk, eğilmedik, dert da buradan doğuyor.
Tüylerim diken diken oldu. Ben televizyonda kendimi görünce kanal değiştiririm, artık burada o kadar büyük görmek… Biraz da ne kadar yaşlandığımızı görüyoruz.
Harika iştirak Fevkalâde bir kongreye… İnşallah daima birlikte birçok yıllara diyelim doğum günlerinde.
BU SAYIYI YAKALAMAMIZI İSTEMEYEN, DUA EDEN DÜŞMANLARIMIZ YANINDA DOST BİLDİKLERİMİZ DE VARDI. FAKAT SİZ BUGÜN BU İŞTİRAKLE DÜŞMANI, TROLLERİ BOŞA ÇIKARDINIZ
Niçin harikulâde diyorum? İşimiz çok, anlatacağımız çok, konuşacaklar çok, görüntülerimiz var. ‘Olağanüstü’ diyorum, İnanılmaz Genel Konsey Toplantısı olduğu için değil, böylesine bir günde hafta içi, mübarek Ramazan ayı olmasına karşın çok kısa müddette bir davet yapmış olmamıza karşın bu formda tribünleri doldurmanız inanılmaz. Onun için ‘olağanüstü’ diyorum. Burada bu sayıyı yakalamamızı istemeyen, dua eden düşmanlarımız yanında dost bildiklerimiz de vardı. Ancak siz bugün bu iştirakle düşmanı, trolleri boşa çıkardınız. Dosta itimat, düşmana endişe salan bir reaksiyon verdiniz. Helal olsun size.
Hepimizin bildiği üzere topluluk olarak uzun yıllardır yalnızca sportif alanda değil, tüzel, ekonomik, siyasi, toplumsal birçok alanda ağır bir çabayı sürdürmek zorunda bırakıldık. Uğraşın ne kadar ağır olduğunu biraz sonra sizlerle paylaşacağımız görüntüde göreceksiniz. Esasen bugün burada bu halde bulunmamızın sebebi de tekrar göz nazaran göre pervasızca ve namertçe emeğimizin ve hakkımızın gasp edilmesine karşı sürdüreceğimiz gayretin formülünü ve mümkün sonuçlarını pahalandırmak ve kararlaştırmak için daima birlikte buradayız.
BURADA FEVKALÂDE BİR BİÇİMDE TOPLANMAMIZIN SEBEBİ YALNIZCA O MAÇTA YAŞANANLAR DEĞİLDİR, ÇOK ANCAK ÇOK DAHA FAZLASIDIR
Hepinizin bildiği üzere son maçımızda Trabzonspor ile dünyanın hiçbir olağan ülkesinde tamamlanmasına müsaade verilmeyecek bir karşılaşmayı bir defa daha oynamak zorunda bırakıldık. Daha önce birçok kere yaşadığımız üzere bir defa daha planlı ve organize bir zorbalıkla şampiyonluğumuz elimizden alınmaya, emeklerimiz çalınmaya teşebbüs edilmiştir. Korkarım ki bu teşebbüsler dönem sonuna kadar da devam edecektir. Bu yaşananlar yalnızca bu topluluğun fertlerini değil, birazcık vicdanı olan herkesi rahatsız edecek boyuttadır. Lakin bugün burada harika bir halde toplanmamızın sebebi yalnızca o maçta yaşananlar değildir, çok lakin çok daha fazlasıdır. 7 dönemde son maçta kaybettiğimiz 3 şampiyonluk, kelamda şike kumpasları, otobüsümüzün kurşunlanması, kirli ittifaklarla şampiyonluğumuzun çalınması, saha içinde hakemlerin eliyle insanları çıldırtıp isyan ettiren kararlar, standart dışı hakem idareleri, TFF ve heyetlerinin ikili standart yaptırımları, muvaffakiyet için her yol mubahtır anlayışıyla kin ve nefret kusan kimi rakipler ancak daha da kıymetlisi buna müsamaha gösterenler ve saymakla bitmeyecek pek çok olay ve içinde bulunduğumuz kısır döngü bizlere artık ‘yeter’ dedirtti. Hem de gerçek manada kâfi. O bildiğiniz yeterlerden değil.
‘ÜLKEMİZİ PLANLI BİR FORMDA DAHA ÖNCE DE YAPTIKLARI ÜZERE BUGÜN DE FUTBOL ÜZERİNDEN KAOSA SÜRÜKLEMEYE ÇALIŞANLAR VAR’ DEDİK VE DİYORUZ. LAKİN NE SESİMİZİ DUYAN VAR NE UTANAN NE DE SIKILAN
Aslında biz topluluk olarak –bana göre- akıl almaz bir sabır gösterdik. Sağduyuyla yıllarca bize yapılan haksızlıkları haykırdık. Hani birileri duyar, dikkat eder diye. ‘Ülkemizi planlı bir biçimde daha önce de yaptıkları üzere bugün de futbol üzerinden kaosa sürüklemeye çalışanlar var’ dedik ve diyoruz. Lakin ne sesimizi duyan var ne utanan ne de sıkılan. Özcesi dünyanın hiçbir ülkesinde yaşanmamış, yaşanmayacak ve de yaşanmasına katiyen müsaade verilmeyecek anormalliklere ve haksızlıklara 20 yıldır maruz bırakıldık. Bu duruma reaksiyon göstermemek, isyan etmemek insan tabiatına, fıtratına, hayatın olağan akışına karşıttır. Onun için daima bir arada buradayız.
TRABZONSPOR MAÇINDA, MAÇ SONRASINDA YAŞANANLAR ORGANİZE VE PLANLI BİR HALDE GERÇEKLEŞMİŞTİR. BU, RASTGELE BİR FUTBOL MAÇINDA YAŞANAN OLAYLARDAN İBARET DEĞİLDİR
Lakin şu Trabzonspor maçında yaşadıklarımıza değinmek istiyorum zira bizler için bardağı taşıran son damla oldu. ‘Niye son damla oldu?’ diye soranlar olabilir. Zira bu maçta, maç sonrasında yaşananlar organize ve planlı bir formda gerçekleşmiştir. Bu, rastgele bir futbol maçında yaşanan olaylardan ibaret değildir. Açık ve net söylüyorum. Kim üstüne alınırsa alınsın. Bu duruma göz yumulmuş, müsaade edilmiştir.
Bu türlü düşünüyoruz, zira gergin geçeceği apaçık aşikâr bir maçta Valilik ve Emniyet Müdürlüğü gereken güvenliği sağlayamamıştır. Bugün bir maç yok, bir derbi yok. Genel Heyet Toplantısındayız ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü çok daha düzgün bir güvenlik önlemi almıştır. Sabahtan beri stadın etrafında gezenlerin didik didik üstleri aranmıştır ki olması gerektiği üzere. Onlara da teşekkür ediyorum.
Fakat Trabzon’da yaşanan güvenlik zafiyeti hiçbir biçimde hafife alınacak bir husus değildir. Misyonlarını yerine getirmeyen kamu görevlilerinden devletimiz hesap soracak mıdır?
İçişleri Bakanlığı’mızın gerekli soruşturmaları yapıp yapmadığının takipçisi olacağız.
Maça gelen taraftarlar aranmamıştır. Hiçbir üst araması yapılmamıştır. Passolig kartları bizim İstanbul’daki derbilerde alışık olduğumuz üzere değil, tüm grup taraftarlarına açılmıştır.
MERT OLAN BEŞERLER TRİBÜNDE MASKEYLE DURMAZLAR. ASLINDA ONLARDAN BİRİ ALANA ATLADI
Tribünlerin en görünür yerinde oturan maskeli taraftarlar nasıl oluyorsa bir halde göz arkası edilmiştir. Daha önce de söyledim, tekrar söz ediyorum; Karadeniz insanına pek çok sıfat atfedebilirsiniz, bunlardan biri de ‘mert’tir. Mert olan beşerler tribünde maskeyle durmazlar. Aslında onlardan biri alana atladı. Yüzlerce kişi futbolcularımıza saldırmak için alana girmiş ve yalnızca 12 kişi tutuklanmış ve yalnızca 5 kişi gözaltındadır. Buna karşılık legal müdafaa yapan 3 futbolcumuz ve 2 çalışanımız Disiplin Kurulu’na sevk edilmişlerdir.
TRABZON EMNİYETİ BURNUNUN TABANINDAKİ STATTAKİ MAÇA MÜDAHALE EDEMEMİŞTİR
Evet, Trabzonspor maçları birçok vakit gergin geçer lakin bu maçta hiç görmediğimiz kadar su, patlayıcı ve yanıcı unsurlar olmak üzere bilumum cisimler alana atılmıştır. Maçta her dakika gerginlik artmıştır. Biz bunu İstanbul’dan görüp 2-0 öndeyken hocamıza ‘hocam güvenliğimiz tehlikeye giriyor, istediğin an kadrosu alandan çekebilirsin’ derken Trabzon emniyeti burnunun tabanındaki stattaki maça müdahale edememiştir.
TEMASTA OLDUĞUMUZ YABANCI UZMANLAR, ‘BU AVRUPA’DA OLSA BU HAKEMİN LİSANSI DERHAL İPTAL EDİLİRDİ’ DİYENLER. LAKİN TFF’NİN GETİRDİĞİ YURT DIŞI GÖZLEMCİSİ NEREDEYSE TAM PUAN VERMİŞ
Net bir biçimde maçı iptal etmesi gereken hakem ve TFF buna yürek edememişlerdir. Biliyor musunuz, biz bu maçtan beri yurt dışıyla temas halindeyiz. Uzmanlar, hukukçular, futbol dünyasındakiler… Niçin temas halindeyiz? Başımıza gelecekleri bildiğimiz için. Neredeyse gözlemciler, hatta yabancı gözlemci hakeme tam puan vermiştir. ‘Yabancı gözlemci’ diyorum zira bizim temasta olduğumuz yabancı uzmanlar ‘Bu Avrupa’da olsa bu hakemin lisansı derhal iptal edilirdi’ diyenler. Lakin TFF’nin getirdiği yurt dışı gözlemcisi neredeyse tam puan vermiş; 91 puan.
BAZI RAKİPLERİMİZİN DE YARATMAYA ÇALIŞTIĞI KAMUOYU BASKISI SAYESİNDE KENDİLERİNİ LİNÇTEN SAVUNMAYA ÇALIŞAN FUTBOLCULARIMIZ TFF TARAFINDAN PFDK’YA SEVK EDİLMİŞTİR. İŞTE BU TÜRLÜ BİR TÜRKİYE’DE REKABET ETMEYE ÇALIŞIYORUZ
Gerekli güvenliği sağlamakla yükümlü şahıslar, maçı iptal etmesi gereken hakem, federasyon hayatlarına hiçbir şey olmamış üzere devam ederken, birtakım rakiplerimizin de yaratmaya çalıştığı kamuoyu baskısı sayesinde kendilerini linçten savunmaya çalışan futbolcularımız TFF tarafından PFDK’ya sevk edilmiştir. İşte bu türlü bir Türkiye’de rekabet etmeye çalışıyoruz.
TEK ÖNCELİĞİ FUTBOLCULARIMIZA CEZA VERDİRTMEYE ÇALIŞAN BİRTAKIM RAKİPLERİMİZİ DE NOT ETTİK
Yaşanan olayları son derece hafife alarak, tek önceliği futbolcularımıza ceza verdirtmeye çalışan birtakım rakiplerimizi de not ettik. Lakin bir tanesi var, lügatteki sözlerin insan versiyonları olsa bu palavranın insan versiyonu olurdu, yanında bir de hata makinası, terbiyesiz, utanmadan televizyona çıkıyor, Trabzon’da yaşanan olaylar için yalnızca ‘olmamalıydı’ deyip 15 dakika bizim futbolcularımıza nasıl ceza verilmesi gerektiğini o yarım aklıyla, satır ortası bildirilerle vermeye çalışıyor. Koskoca camianı yaptığın kontratlarla, verdiğin bilgilerle esasen palavrası tabanına kadar soktun. Bakalım nereye kadar? Ancak Fenerbahçe seni de not etti. Sen 3-5 gün camianda tanınan olabilirsin bu söylediklerinden ötürü lakin her gece yatarken bizi düşün. Bilhassa de benim başkanlığım bitince.
FUTBOLCULARIMIZ KAHRAMANCA ARMAMIZI TEMSİL ETTİLER
TFF’miz. ‘TFF’miz’ diyoruz zira bizim TFF’miz. Onların anlayışına nazaran oyuncularımız kaçmalıymış. Kaçsalarmış fazla güç kullanmak zorunda olmazlarmış ve bütün bunlar da yaşanmazmış. Yani elhasıl herhalde futbolcularımızın uslu uslu dayak yemelerini bekliyorlardı. Kahramanca armamızı temsil ettiler orada.
Bir de şöyle demezler mi, ‘Biz iki topluluk da itidalli davranmaya çalıştık. Fakat perde ardında futbolcularımıza ceza verilmesi için yapılan baskıların da farkındayız. Geçmişe dönmedik, eski defterleri açmadık. Yalnızca bizim maçımızda değil, öteki maçlarda yaşananları da söylem etmedik. Hatta federasyonu aradık ve dedik ki, ‘Emniyet gerekli güvenliği sağlayamıyorsa mesken sahibi grup ne yapsın? Bir de bu gözle değerlendirin’ dedik. Lakin yeniden de itidalli davranacağız, açmayacağız eski defterleri. Fakat iki şey söyleyeceğim: Yok efendim o sahibi olduğunuz spor medyasıyla birlikte hepiniz burayı almayalım dediniz ancak biz o denli yapmıyoruz. En kabul edemediğim, bu kanallarda ve benzerlerinde işlenen, Fenerbahçeli futbolcular saha ortasında sevinmemeliymiş. Onların bir futbolcusuna açıklama yaptırtıyorlar, adam diyor ki, ‘Ben hayatımda bu türlü bir şey görmedim, bu türlü kışkırtma mı olur’ mealinde bir şeyler söylüyor. Daha 3 ay önce burada kendiniz galibiyeti kutladınız, kalecinizi havaya attınız. Geçmişi bu kadar mı çabuk unutuyorsunuz. Yok, efendim Mert Hakan eli cebinde gelmiş. Neresinde gelseydi? Bunları işleyen güya spor adamları ve spor kanalları var. Birebir grubun oyuncusu maçtan evvel Fenerbahçe’yle alay eden toplumsal medya paylaşımı yaptı. Onun farkında mısınız? Koskoca adamlar neleri konuşuyoruz.
Tribünlerde ağır küfürler edildi lakin hiçbir sevk yapılmadı. Bu hengâmede herkesin dikkatinden kaçtı. Tünel görüntülerine ulaşmak istiyoruz lakin onlara da ulaşamıyoruz? ‘Yok’ diyorlar. Meğer bütün statlarda kameralar birebir şirket tarafından monte edilmiş ve hepsi federasyona bağlı.
SANKİ ORASI ÖZERK BİR BÖLGE…
Hem bu maçta hem de daha önce bu kentte oynanan maçlarda yaşananlar ve verilen/verilmeyen cezalar bize gösteriyor ki güya orası özerk bir bölge. Özerk bir cumhuriyet.
Sanki biz şiddeti olağanlaştırmaya çalışan bir ülke haline mi geldik? Orada yaşananlar, linç teşebbüsleri büsbütün göz gerisi edilip futbolcularımızın yasal müdafaası günlerce konuşuluyor. Hayatında arbedeye girmemiş adam arbede hakkında ders veriyor. Yazıklar olsun size.
Temel işin vahim tarafına geliyorum. Fenerbahçe’nin ülkesi ve vatanı için duruşu ve kurulduğundan beri apaçık ortadayken, bu maçtan sonra tek bir siyasi partiden, üst makamda vazife alan tek bir siyasetçiden, devlet erkânından, TFF’den yahut rastgele bir futbol paydaşından kamuoyunda bir geçmiş olsun iletisi gelmemesi son derece manidar ancak bir o kadar da derin mana taşımaktadır.
Şampiyonluk maksadımıza birinci taş koymayı Pendikspor maçında denediler. 2006’daki zorbalıkla kaybedilen şampiyonlukta maç 25 dakika durmuştu, bu maç çok daha fazla durdu. Tahminen alana bir şey atılmadı ancak görüntüde göreceksiniz, orada amaca ulaşamadılar.
Michy Batshuayi’nin son dakikalardaki golü sayesinde Trabzonspor maçında da şampiyonluk seyahatimize mahzur koyamadılar. Lakin sakın sanmayın ki, teşebbüs etmeye devam etmeyecekler. Biz oraya gidiyoruz, idareler ortasında bir düşünce yok, alandaki oyuncular ortasında bir eza yok. Bir grubun argümanı var, oburunun yok. Maç 2-0 gidiyor. Bu türlü gerginlik, bu türlü olaylar… Yakın vakit önce öteki bir İstanbul kadrosuna 5-1 yenildiği vakit tribündeki imgeler hayret verici…
Artık Acun Ilıcalı dostumuzun da büyük emek ve takviyeleriyle hazırladığı görüntüyü sizlerle paylaşıyoruz.
BAŞKANIMIZ KONUŞMASINA DEVAM EDİYOR…