Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerle ilgili Isparta’daki mitingde ekonomiye dair mesajlar verdi. Erdoğan, hayat pahalılığına dikkat çekerek sabit gelirli vatandaşların refah kaybı yaşadığını belirtti. Bu durumun üstesinden geleceklerini belirten Erdoğan, ekonomi programının olumlu sonuçlarının yılın ikinci yarısından itibaren görüleceğini söyledi.
“HAYAT PAHALILIĞININ ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ”
Isparta’da halka seslenen Erdoğan, vatandaşlara son seçimlerde iktidara verdikleri destek için teşekkür ederek “Enflasyon düştükçe, ekonomideki bu olumlu tablonun getirilerini çalışanlarımıza ve emeklilerimize daha iyi yansıtma imkanı bulacağız.” dedi. İşte Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar:
“Türkiye son 10 yıldır terörden darbe girişimine, salgından bölgemizdeki çatışmalara kadar ardı arkası kesilmeyen nice sınamalara maruz kaldı. Asrın felaketi bu depremler üzerimizdeki yükü daha da artırdı. Fakat şu anda geldiğimiz noktada yerel yönetim seçimlerine gidiyoruz. Bugün de hayat pahalılığıyla ve onun bir sonucu olarak sabit gelirli insanlarımızın refah kaybıyla sınanıyoruz. Allah’ın izniyle bunların da üstesinden geleceğiz. Uyguladığımız programın sonuçlarını bu yılın ikinci yarısından itibaren görmeye başlayacağız.
“EKONOMİK GÖSTERGELERİMİZ GAYET İYİ”
Esasen genel ekonomik göstergelerimiz gayet iyi. Milli gelirimiz, istihdamımız, üretimimiz, ihracatımız tarihimizin en yüksek seviyesinde. Enflasyon düştükçe, ekonomideki bu olumlu tablonun getirilerini çalışanlarımıza ve emeklilerimize daha iyi yansıtma imkanı bulacağız. Bunun dışındaki palavralara sakın ha kanmayın.
Eski Türkiye’de bu palavracı siyaset anlayışı yüzünden ülkenin onlarca yılı heba edildi. Güvensizliğin, istikrarsızlığın, programsızlığın, plansızlığın kol gezdiği bir ülkede herkes kaybeder en çok da çalışanlar ve emekliler kaybeder. Hatırlarsanız, bu ülkede emekliye, memura, işçiye maaş ödenememe tehlikesinin yaşandığı günler oldu. Üstelik o günlerin hem çalışan ve emekli sayıları hem bunların toplam bedelleri bugünle mukayese edilemeyecek kadar küçük rakamlardı.
“ALANDA 35 BİN ISPARTALI VAR”
Türkiye bugün 32 milyonu bulan çalışan, 16 milyona ulaşan emekli sayısıyla gerçekten çok farklı bir ligin oyuncusudur. Biz güven ve istikrar iklimini muhafaza ederek diğer faktörler ne olursa olsun ülkemizin hedeflerinden sapmasına asla izin vermedik. Bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz. Dışarıda ve içeride ne yaşarsak yaşayalım milletimizin işini, aşını, huzurunu, güvenliğini koruma kararlılığımızdan asla geri adım atmıyoruz. Şimdi meydana gelirken arkadaşlara dedim ki, emniyete sorun bakalım şu anda alanda ne kadar Ispartalı kardeşim var. Ne dediler; 35 bin. İşte Isparta bu. Gül diyarı bu. Biz Isparta’yı sevdik, Isparta’da bizi seviyor.
Ülkemizin son 21 yılda kazanımlarına sahip çıkmadan, daha güçlü bir toplum hayali kuramayız. Bu dönemde milli gelirimizi 3 kat büyüttük. Önümüzdeki dönemde milli gelirimizi 2 kat daha büyütebiliriz. Bunu çok çalışarak yapmamız gerekiyor. Milletimizin çalışkan üretken olduğunu biliyoruz. Biz insanımızın bu vasıflarını katma değere dönüştürebileceği bir altyapı oluşturma peşindeyiz. Şu anda biz dünyada havada insansız uçaklarımızla varız. Daha da yapacağız. Kızılelma’yla Akıncı’yla varız. İlk 3 ilk 4’ün içerisindeyiz. Daha düne kadar neredeyse tamamı dışa bağımlı bir savunma sanayimiz vardı. Biz bu yüzde 20’yi yüzde 80’e çıkardık. Bize tabanca vermiyorlardı. Şimdi bizim yerli tabancalarımıza dünyanın dört bir yanından talep var.
“GELİN BUNLARI DEMOKRATİK ŞEKİLDE GÖMELİM”
Milli Savaş Uçağımız Kaan’la dünyadaki 4 ülkeden biri olduk. Bu tabloyu her alanda görmek mümkündür. Eskiler otu çek köküne bak derlerdi. Bunların da köküne baktığınızda ya kıyafetsiz muhterisleri ya da teröristleri görürsünüz. Amaçları karamsarlık bulutlarını tepemize toplayarak insanımızın mücadele azmini kırmaktır.
Şimdi milletimizin moralini çökertme taktiği uyguluyorlar. Bu milletin morali çökmedi. Daha başımıza gelen nice badirelerde çökmedi. Aslında bunlara yanıldıklarını 14-28 Mayıs seçimlerinde sandıkta gösterdik. 31 Mart’ta bunlara bunu anlatmaya hazır mıyız? Gelin bunları demokratik şekilde gömelim.”