Kaygı bozuklukları, bireylerin gelecekte gerçekleşme ihtimali olan korkutucu olayları, daima olarak zihinlerinde güya kesin olarak gerçekleşeceğine yönelik olumsuz niyetlerden kaynaklanmaktadır. Tasa hisseden bireylerde, kas gerginliği, dudak kuruluğu, muhtemel tehlikeli durumlara karşı daima tetikte kalma hali bulunmaktadır. Birebir vakitte dertli bireyler çoklukla etraflarını denetim etme aksiyonları göstermektedir. Telaş bireyi hayatta tutmak için gerekli bir histir ancak bireyin toplumsal yaşantısında fonksiyonelliğini kaybetmesi durumda telaş bozukluğundan bahsedilmektedir (APA, 2013). Tasa bozukluklarının alt çeşitleri, eşlik eden inançların ya da fikirlerin içeriğine nazaran farklılık göstermektedir. Toplumsal dert bozukluğu (sosyal fobi), tasa bozuklukları ortasında en yaygın görülen ruhsal bozukluktur. Gerilim verici hayat olaylarında bireyin diğerleri tarafından onaylanmayacağı, eleştirileceği ve olumsuz değerlendireceği biçiminde çarpıtılmış fikirleri vardır. Toplumsal korku bozukluğuna sahip bireyler toplumsal ortama girmekten çekinir yahut kaçarlar. Toplumsal tasa bozukluğunun fizikî belirtileri süratli kalp atışı, el/ses titremesi, bedende hissizlik, gerginlik, beden ısısının artması formunda gösterir.
Psikopatolojilerin etiyolojisine (nedenselliğin incelenmesi) bakıldığı vakit genel olarak hem genetik hem de çevresel faktörlerin birlikte değerli rol aldıkları bilinmektedir. Psikobiyolojik yaklaşıma nazaran, mizacın toplumsal dert bozukluğunun gelişmesinde değerli rol oynamaktadır. Tıpkı vakitte ebeveynlerin otoriter yahut tutarsız tavır ve davranışları faaldir. Ebeveynlerinde toplumsal korku bozukluğu olan bireylerde, teşhisin görülme sıklığı daha yüksek olduğu ve akran zorbalığına maruz kalma gibi travmatik hayat olayları bilinmektedir. Toplumsal korku bozukluğu başka tasa bozuklukları ile birlikte görülebilmektedir. Unsur bağımlısı bireylerin %70’inde toplumsal telaş bozukluğu belirtilerinin olduğu bilinmekte ve husus bağımlılığının önlemesi için erken teşhisin konması kıymetlidir. Buna ek olarak komorbidite (birlikte görülme) oranı yüksek olan öbür ruhsal bozuklar ise majör depresyon, husus berbata kullanımı ve travma sonrası gerilim bozukluğudur.
Bilişsel davranışçı modele nazaran anksiyete (kaygı) bozuklukları; çarpıtılmış inançlar, muhakkak hayat olayları, hisler ve neden sonuç bağlantısına dair negatif kanılara sahip olma sonucunda ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. Toplumsal dert bozukluğu heterojen bir bozukluk olduğu için şahsa özel terapi planı uygulanmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi, günümüzde en yaygın kullanılan kısa periyodik yapılandırılmış terapi yollarından biridir. Her seansta muhakkak bir gündem vardır. Bireylerin şimdiki sıkıntılarına tahlil odaklı yaklaşır. His, niyet ve davranış ortasındaki ilgiye vurgu yapmaktadır. davranış değişikliği sağlamak için kanıları alternatif fikirlerle değiştirmeyi maksatlar. Bireyin sahip olduğu niyetlerin ne kadar gerçekçi ve fonksiyonel olduğu incelenir. Bilişsel davranışçı ekolünü benimseyen terapistler, otomatik niyetler, temel ve orta inançlar üzerinde çalışmaktadırlar.
