Türkiye İş Bankası’nın 100. Yılında “Atatürk vizyonuyla gelecek yüzyıla bakış” konferansında Nobel ödüllü Ekonomist Paul Krugman Bloomberg HT’nin sorularını yanıtladı.
Krugman, ABD’deki seçim ortamından globalleşmenin mevcut durumuna, dünyayı kasıp kavuran ömür maliyetleri krizinden Türkiye’ye kadar birçok hususta değerlendirmelerde bulundu. İşte Krugman’ın röportajından öne çıkan tabirler:
Yaşananlardan çok önemli savaşların olabileceğini öğrendik. Şu anda Gazze’de, Ukrayna’da yaşananlar size bunların mümkün olabileceğini gösteriyor. Ben size çok korkutucu öyküler anlatabilirim. Örneğin Tayvan’da yaşananlara bakınca da bizi çok korkutucu gelişmeler bekliyor olabilir. Şu an bu ihtimallerin bizi endişelendiriyor olması hakikaten korkutucu.”
“İnsanlar Trump 2.0’a hazır değil”
Trump kazanabilir de, kazanamayabilir de. Ben şu an dünyanın Trump’a hazır olduğunu düşünmüyorum. Trump son lider olduğunda onu kısıtlayıcı başlıklar da oldu. Bence hakikaten çok uç noktalara, çok müdafaacı siyasetlere, para siyasetindeki farklılaşmalara, yüksek enflasyona; bunların hepsine hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bence Trump 2.0 insanların hakikaten kendilerini müdafaaya aldıkları bir risk değil.”
“1950’lerdeki dünyaya gitmeyeceğiz”
“Benim konuştuğum pek çok insan Thomas Friedman’ın ‘Dünya Düzdür’ kitabındaki devirde olduğunu zannediyor; ancak o devir geride kaldı. O vakitten bu yana globalleşmeyi takip ediyoruz ve farklı bir yapılaşma var. Bize gelen sinyaller çok açık. Tahminen de dünya her geçen gün daha az düz hale geliyor. Natürel ki 1950’lerdeki dünyaya gitmeyeceğiz. O periyot her yerde kısıtlamalar vardı. Şayet bir biçimde daha fazla global iktisadın entegrasyonu üzerine bahsinizi kuruyorsanız bence bu da yanlış
Yaşam standardının düşüp düşmediği ile alakalı ABD’yi örnek alalım. Bir aile için rastgele bir biçimde mantıklı bir indikatöre baktığınız vakit aslında şu anda en yüksek düzeylere gelmiş durumda. Şu anda insanların ABD ile ilgili alkışlamadığı bir husus da enflasyonu düşürücü yasanın hayata geçirilmiş olması. Burada ömür standartları hiç olmadığı kadar yüksek düzeylerde. Bunun biraz daha devam edeceğini düşünebiliriz; lakin datalara baktığımız vakit bu kıssayı destekleyecek bir şey görmüyoruz.”
“Siyasi kahırlar atlatılırsa Türkiye’yi çok hoş bir ikinci yüzyıl bekliyor”
Türkiye için bahis dönüp dolaşıp siyasete geliyor. Türkiye’deki siyasetin nereye gittiğini hiç bilmiyorum, hiçbir fikrim yok. Avrupa’nın burada ne kadar ırkçı olacağına dair, yabancılara karşı düşmanlığın ne kadar artacağına dair de siyasetler şekillenebilir. Çok sıkıntı birkaç yıl yaşandı. Batı ülkelerine bakılırsa nitekim hoş fırsatlar var. Türkiye’de bu ülkelerden biri. Şayet bir halde siyasi olarak ıstıraplar atılırsa Türkiye’yi çok hoş bir ikinci yüzyıl bekliyor.