HSBC Gelişmekte Olan Ülkeler Küresel Araştırma Başkanı Murat Ülgen, Bloomberg HT’ye HSBC’nin gelişmek olan ülkeler hakkında yayınladığı raporu kıymetlendirdi.
Rapor hakkında bilgi veren Ülgen, “Bu rapora HSBC gelişmekte olan ülkeler eğilim anketi de diyebiliriz. Üç ayda bir yaptığımız bir anket. Haziran 2020’den beri 17’nci sefer her çeyrekte yatırımcılara fikirlerini soruyoruz. Bu araştırmayı, kamuoyu araştırma şirketi düzenliyor” dedi.
“Gelişmekte olan ülkelere karşı olumlu bir duruş var”
Araştırmada, yatırımcılara birinci olarak üç aylık devirde gelişmekte olan piyasalar hakkında fikirlerini sorduklarını belirten Ülgen, yatırımcıların hala gelişmekte olan ülkelere karşı olumlu duruşlarını koruduklarını söyledi. Araştırma nakit düzeylerinin yılın birinci yarısına nazaran biraz yükseldiğini gördüklerini söyleyen Ülgen, “senenin birinci yarısında yatırımcılar nakit düzeylerini önemli ölçüsü düşürmüşlerdi” diye ekledi.
Ülgen konuşmasına şöyle devam etti:
“Gelişmekte olan ülkelerle ilgili risk ortalama Haziran’da yüzde 6.2 iken Eylül’de 6.1’e gerilemiş. Kısaca özetlemek gerekirse, biraz nakit düzeyi yükselmiş, net eğilim olumlu tarafta artı risk iştahı da kötü değil. Bunların hepsini bir ortaya getirdiğinizde yatırımcılar gelişmekte olan ülkelere yatırım yapmak istiyor lakin yatırım ortamındaki birtakım belirsizliklerin ortadan kalkmasını istiyorlar. Kenarda bekliyorlar üzere bir hissiyat okuyoruz”
“Öne çıkan coğrafya Asya”
Yatırımcıların coğrafik tercihleri hakkında da değerlendirmede bulunan Ülgen, “Yatırımcıların coğrafik tercihi olarak Asya yöneliyor. Uzun müddettir Latin Amerika’da sonra peyderpey Latin Amerika yükü azalarak Asya’ya bir yönelim var. Öne çıkan coğrafya Asya” dedi.
Gelişmekte olan ülkelerin ticari aktivitelerinin Asya’ya çok bağlandığını vurgulayan Ülgen, “2021 yılında Çin, Dünya Ticaret Örgütü’nün bir kesimi olduğunda gelişmekte olan ülkelerin Çin’e ihracatı yüzde 4 civarındaydı. Bugüne geldiğimizde yüzde 20’lerden bahsediyoruz. Çin’den gelen teşvik adımları gelişmekte olan ülkeler için çok cüret verici. Bunun gelişmekte olan ülkeleri olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz. Çin’in bu yıl yüzde 5 büyüme iddiasını rahat yakalayacağını düşünüyoruz” diye ekledi.
“Piyasaya nazaran faiz indirimleri konusunda daha az iştahlıyız”
Fed varsayımlarını de paylaşan Ülgen, Fed’in küçük adımlar atmasını beklediklerini belirtti.
Ülgen, “Biz de faiz indirimi bekliyoruz. Amerika’daki ekonomist arkadaşlarımız da faiz indirimi bekliyorlar ancak daha ufak adımlar halinde bekliyorlar. Bizim varsayımımız Kasım ve Aralık ayında 25 baz puan faiz indirimi. Önümüzdeki sene de birkaç 25 baz puan faiz indirimi bekliyoruz. Faizlerin yüzde 3,5 düzeyine gelip, Fed’in bir ölçü soluklanıp beklemesini bekliyoruz. Fiyatlamalar biraz değişmeye başladı. Ekonomist arkadaşlarımızın Amerikan iktisadında hiçbir vakit resepsiyon beklentisinde olmadı. İktisadın genel olarak gücünü koruduğunu düşündüler bu yılki büyüme iddiamız yüzde 2,7, önümüzdeki sene yüzde 1,9; bu hala 30 küsür trilyon dolarlık bir iktisat için çok önemli büyüme sayıları, potansiyelin üstünde büyüme sayıları. Piyasaya nazaran faiz indirimleri konusunda daha az iştahlıyız. Küçük adımlarla gidileceğini düşünüyoruz” dedi.
“İbre Avrupa ve İngiltere Merkez Bankalarına dönmeli”
Çok fazla Fed iddiaları ve telaffuzlarına odaklanıldığını belirten Ülgen, “İngiltere Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası’nın da faiz indirimlerini devam edeceğini düşünüyoruz lakin şöyle de bir görüşümüz var. Son devirde çok fazla Amerikan Merkez Bankası ve Amerikan para siyaseti odaklı telaffuzlar ve kestirimler geliyor. Biz ibrenin biraz daha öbür tarafa dönmesini bekliyoruz. ‘Avrupa Merkez Bankası ne yapacak?’ orada enflasyon daha süratli düşüyor ve aktivite Amerika’ya nazaran daha yavaş aslında orada daima bir faiz indirimi olması ekim ayından itibaren nötr düzeye çekene kadar faiz indirimlerini süratle devam etmesini bekliyoruz. Birebir halde İngiltere Merkez Bankası’na faiz indirimleri devam etmesini bekliyorum. Doların lehine bir ortam bekliyoruz yıl sonu dolar/ euro iddiamız 1.08 önümüzdeki devir sonunda ise 1.05 olarak bekliyoruz” dedi.
“Türkiye öne çıkan ülkelerden biri”
Gelişmekte olan ülkelerde öne çıkan ülkeler hakkında da değerlendirmede bulunan Ülgen, “Çok belirsizlik var ancak yatırımcıların daha çok iktisat siyasetlerinin inanç verdiği, istikrarlı ilerlediği, yatırımcıların belirli bir risk primi aldığı, maliye siyasetinde borçlanma gereksinimlerini azaldığı ülkelere odaklanacağını düşünüyoruz. Güney Afrika, Türkiye, Asya’da Hindistan, Latin Amerika’da Brezilya ön plana çıkan ülkeler bunları ağır yatırımcı ilgisi görüyorum. Bunlarla görüşümüz olumlu siyasetlerin hakikat yolda ilerlediğini görüyoruz. İktisattaki dengesizliklerin azaldığını yatırımcılar da bu türlü bölgelere bu türlü ülkelere olumlu biçimde yöneliyorlar” dedi.