Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, 3 haftalık ortanın akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplandı.
Toplantının akabinde açıklamalarda bulunan Erdoğan, ülkemizin ticari hayatını zehirleyen fırsatçılığa karşı alınan önlemleri masaya yatırdıklarını belirterek, “Fahiş fiyat artışı yapanlar ile etiket oyunları yapanlara kontrollerimizi daha da sıklaştıracağız. Fiyat köpüğünün yavaş yavaş ortadan kalktığını görüyoruz. Önümüzdeki periyotta bu daha da hızlanacaktır” dedi.
Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Konya ovasına özel olarak odaklanılacağını belirten Erdoğan, “Burada sulama yatırımlarını tamamlamayı, akıllı tarım uygulamalarına süratle geçmeyi ve turizm gelirlerini artırmayı hedefliyoruz” tabirlerini kullandı.
ErdoğanöÖzel dal için mahallî kalkınma atağı teşvik programını önümüzdeki haftalarda ilan edileceğini lisana getirdi.
New York’ta iken İsrail’in, Lübnan’a yönelik taarruzlarını daha da artırdığını söyleyen Erdoğan, “Aralarında çok sayıda çocuğun olduğu 1000’i aşkın Lübnanlı hayatını kaybetti. Lübnan Başbakanı sayın Mikati ile görüşmemizde Türkiye’nin güçlü dayanağının yanlarında olduğunu çok net söyledim. 30 ton insani yardım Çarşamba günü Beyrut’a ulaştı. Yardımlarımızı güvenlik kuralları elverdiği ölçüde devam ettireceğiz. Lübnanlı kardeşlerimizin muhtaçlıkları katlanarak artıyor. Şimdiden 1 milyona yakın Lübnanlı sivil yerlerinden edildi” diye konuştu.
Bu süreçte aslolanın İslam dünyasının hali olduğunu belirten Erdoğan kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da yaşanan zulme en büyük yansıyı İslam ülkeleri vermelidir. Mazluma el uzatma noktasında bizim tüm dünyaya liderlik yapmamız gerekiyor. Kardeşlerimize biz sahip çıkmazsak oburlarının takviye olmasını esasen bekleyemeyiz. İsrail’i ateşkese zorlayacak, ekonomik, ticari ve ekonomik adımlar atılmıyor. Bu atalet karşısında ıstırap duyduğumuzu bilhassa söylemek isterim.
“Barbarlığı istek göstermeyiz”
Bugün Filistin ve Lübnan’a sahip çıkmak, insanlığa sahip çıkmak, barışa, farklı inançların bir ortada yaşama kültürüne sahip çıkmaktır. İsrail kuşaklar boyunca hasımlık tohumları serpmekte ona dayanak verenler bu suça ortak olmaktadır. İsrail yalnızca memleketler arası hukuka olan inancı değil kendisine dayanak veren ülkelerin prestijini da yok etmektedir. Biz bu zulme, bu barbarlığa asla istek göstermeyiz. Siyonist lobinin şahsımızı maksat alan hadsizliklerine de boyun eğmeyiz. Bugüne kadar hakkı haykırmaktan çekinmedik, hiçbir vakit da çekinmeyeceğiz.
İslam alemi ve dünyanın vicdan sahibi tüm ülkeleri bu çağdaş barbarlığa karşı birleşmeye davet ediyorum. Bu ittifak kurulmadığı her gün tehlike daha da büyüyecektir. İsrail’in hücumlarının tesirleri katliamı trübünden seyredenlere ulaşacaktır. Müslüman, Musevi, Hristiyan demeden memleketler arası toplumu ve İslam alemini harekete geçmeye çağırıyoruz.”