Türkiye Elektrik Sanayi Birliği (TESAB) tarafından düzenlenen Güç Stratejileri Konferansı’nda konuşan Bayraktar, elektrik talebinin her yıl giderek artacağını, talebi karşılamak için yatırım yapılırken arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlılığın azaltılması ve “2053 karbon nötr ekonomi” gayesi doğrultusunda yenilenebilir güç ve verimlilik hususlarına dikkat edileceğini lisana getirdi.
Elektrik talebinin 2035’te 510 teravatsaate ulaşacağını öngördüklerini lisana getiren Bayraktar, güç faturasının 2022’de 96,5 milyar dolar, geçen yıl 70 milyar dolar civarında, bu yıl da misal oranda olacağını öngördüklerini söyledi.
Bayraktar, 2017-2023 periyodunda güç verimliliğine kamu ve özel bölüm olarak 8,5 milyar dolar yatırım yapıldığını, bu sayede yaklaşık 70 milyon tonluk karbon emisyonunun engellendiğini kaydetti.
Yatırım gayesi altı yılda 20 milyar dolar
Enerji verimliliği alanında 2024-2030 ortasında birincil güçte yaklaşık yüzde 16’lık tasarruf hedeflendiğini anlatan Bayraktar, bu periyotta 20 milyar dolar yatırım ve yaklaşık 100 milyon ton karbon emisyonunun engellenmesini hedeflediklerini aktardı.
Bayraktar, iklim maksatları kapsamında kritik madenler ve nükleer gücün de değerli rolü olduğuna dikkati çekerek, gayelere ulaşmak için kesinlikle 20 bin megavat kapasiteli nükleer güç projelerinin Akkuyu, Sinop ve Trakya’da devreye alınması gerektiğini, büyük projelerin küçük modüler reaktörler ile desteklenmesini önemsediklerini bildirdi.
İzin süreçlerinde düzgünleştirme yapılacak
Türkiye’de elektrik üretiminde doğal gazın hissesini yüzde 20’lerde tutmayı hedeflediklerini tabir eden Bayraktar, Sakarya Gaz Alanı’ndaki doğal gaz üretiminin 6 milyon metreküpü bulduğunu, 2025’in birinci çeyreğinde bunu 10 milyon metreküpe, yeni yüzer üretim platformuyla da 2026’nın üçüncü çeyreğinde 20 milyon metreküpe çıkarmayı planladıklarını kaydetti.
Bakan Bayraktar, MTA Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisinin cumartesi günü Somali’ye yolcu edileceği bilgisini de paylaştı.
Yenilenebilir gücün gayelere ulaşmada kilit rol oynadığına, güneş ve rüzgar kurulu gücünün 30 bin megavata ulaştığına değinen Bayraktar, yatırımcıya tahsis edilen 80 bin megavat kapasite bulunduğunu bildirdi.
“10 bin megavatın üzerinde lisanslı kapasite tahsis edildi”
Bayraktar, bunun 30 bin megavatının endüstricinin, ticaret erbabının, otellerin, turizmcilerin kendi elektrik muhtaçlığı için olduğunu, sanayicilerin önemli ek talepleri de bulunduğunu söyledi.
Yaklaşık 33 bin megavat depolama ve 10 bin megavatın üzerinde lisanslı kapasiteler tahsis edildiğine işaret eden Bayraktar, şu sözleri kullandı:
“Bu 80 bin megavatı biz şayet önümüzdeki beş yılda, altı, yedi yılda yani kendilerine verdiğimiz muhakkak müddetler içerisinde gerçekleştirdiğimizde Türkiye aslında her yıl neredeyse 8 ila 10 bin megavatlık bir yenilenebilir gücü devreye alabilecek. Yani Avrupa’da bir ülkeninki kadar kurulu gücü biz bir senede yalnızca yapabilecek hale geliyoruz. Hasebiyle burada yatırımcılara, finansal kuruluşlara büyük bir rol düşüyor. Elbette ki bize de düşen bir rol var. Yatırımcıların karşılaştığı farklı yönetimlerden, kamu yönetimlerinden ve mahallî yönetimlerden bekledikleri müsaadelerde de bir düzgünleştirme sürecine girmemiz lazım. Bununla alakalı çalışmamızı hazırladık. Türkiye güçte yeni bir ıslahat ve yatırım devrine giriyor. Reformlarımızın başında müsaade süreçleriyle ilgili bir düzgünleştirme var. Bunun çok kısa vakit içerisinde, bu yıl içerisinde inşallah meclisimizin gündemine getirmeyi planlıyoruz.”
Yıldız: 30 bin megavatlık önlisans verildi
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Lideri Mustafa Yılmaz da yenilenebilir güç dönüşümüne katkı sağlamak ismine 30 bin megavatlık önlisans verildiğini, güç kesiminde önemli hareketlilik ve istihdam olduğunu lisana getirdi.
Yılmaz, lisans tahsisi süreçlerinde titiz ve objektif olduklarını, olayı her açıdan değerlendiklerini belirterek, kuralları sağlayanların lisans sürecinin başlatıldığını aktardı.
EPDK olarak, güç arz güvenliği açısından Türkiye’yi ileri götürmeyi, tüketicilere enerjiyi en ekonomik ve inançlı formda sağlamayı amaçladıklarını anlatan Yılmaz, “Bu düzenlemeleri yaparken de bu gayeleri göz önünde bulunduruyoruz. Ben Türkiye’ye yatırım yapan hiç kimseyi sınıflara ayırmam. Bu çantacı, yatırımcı ya da projeci ayrımı üzere bu türlü bir sıkıntımız yok. Bizim tek kaygımız ülkemizin gücünü nasıl arttırabileceğimiz ve yarını bugünden nasıl daha uygun hale getirebileceğimizdir. Hedefimiz, yarın Türkiye’nin gücüne daha fazla güç katmaktır. Bu doğrultuda çalışmalarımızı yapıyoruz, yapacağız ve gelecekte de tıpkı kararlılıkla yapmaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.