Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul’da 15 yıl evvel Münevver Karabulut’u öldürmesinin akabinde cezaevinde 2014’te intihar eden Cem Garipoğlu‘nun açılan mezarından çıkarılan örneklerin, baba ve anneyle uyuştuğunu, yeniden bu kişinin 2014 yılında otopsi süreci yapılarak intihar ettiği belirlenen şahısla birebir tıpkı DNA profiline sahip olduğunun tespit edildiğini bildirdi.
“NAGİHAN HANIM’A ACIYIN LÜTFEN”
Yaşanan gelişme kamuoyunda geniş yankı uyandırırken Adli Tıp Kurumu kararının akabinde konuşan Cem Garipoğlu‘nun annesi Tülay Garipoğlu “Artık üzerine konuşulacak bir şey kalmadığını düşünüyorum. Müsaadenizle artık acımızı yaşayalım. İki tarafın da başka ayrı acılarla kavrulduk. Bana değilse de Nagihan Hanım’a (Münevver Karabulut’un annesi Nagihan Karabulut) acıyın lütfen” tabirlerini kullandı.
MÜNEVVER KARABULUT’UN ANNESİNDEN SERT SÖZLER
Tülay Garipoğlu’nun sözleri Münevver Karabulut’un annesi Nagihan Karabulut’u ise öfkelendirdi. Odatv’ye konuşan Nagihan Karabulut “Bu caninin annesi ‘Bana değil de Nagihan Hanım’a acıyın lütfen’ demiş. Kendisine soruyorum, oğlu kızımı canlı canlı testereyle keserken bana acıdı mı? Bu caniyi 197 gün boyunca saklayıp adalete teslim etmezken kendisi bana acıdı mı? İsimli Tıp’ta, yargıda, emniyette evrakın üstünü örtmek için yaptıklarından sonra bana acıdı mı? Kan gölüne dönen meskeni temizleyip, kızımın başını kestikleri testereyi saklarken bana acıdı mi?
“KANLI KANEPEDE KAHKAHA ATARKEN BANA ACIDI MI?”
Mahkeme kendisini bundan mahkum ederken bana acıdı mı? Kanlı kanepede çocuklarıyla birlikte memnun aile pozları verirken, kahkaha atarken bana acıdı mı? Her yıl 3 Mart’ta kutlamalar yaparken, testereli paylaşımlar yaparken bana acıdı mi? 15 yıldır bir sefer başsağlığı dilemeyip, rahmet dileklerini iletmediğinde bana acıyor muydu? Bir de Orhan Şahin denilen avukatları çıkıp, ben kanlı kanepedeki kahkahaları ve fotoğrafı görmedim, hatırlamıyorum diyor. İsimli Tıp’ta, emniyette ve yargıda yaşattığı skandalları hatırlıyor mu Orhan Şahin? Bunlar insan değil, insanlıktan nasibini almamışlar, vicdanları yok. Mezarlık demeye bin şahit ister, hiçbir şey yok, İsimli Tıp’tan cesedi almaya bile avukatları Orhan Şahin’i gönderiyorlar.”
“BEN ÖLDÜĞÜNE İNANMIYORUM”
Cem Garipoğlu‘nun öldüğüne inanmayan anne Karabulut, şöyle devam etti; “Kimse bana Cem Garipoğlu denen caninin öldüğünü sav etmesin. Ben inanmıyorum. Avukatıma da fethi kabir için de, rapora itiraz için de biz aile olarak talepte bulunduk. Onları Allah’a havale ediyorum, bu dünyada da, öbür dünyada da insanlıktan nasibini almamış olan bu Garipoğlu ailesine hakkımı helal etmiyorum. Artık çıkıp yaptıkları epey pisliğe karşın kendilerini mağdur duruma düşürmeye çalışıyorlar, benim adımı bir daha o kirli ağızlarına almasınlar. Cem Garipoğlu’nun öldüğüne inanmıyorum.
Kızımın kanının yerde kalmaması için sonuna kadar hukuksal uğraşımız devam edecek. Rezzan Epözdemir olmasaydı üzerini örteceklerdi, o tek başına İsimli Tıp, yargı emniyetteki bütün usulsüzlüklerle gayret etti. 15 yıldır bizimle birlikte hiçbir talebi olmadan gayret ediyor, o olmasaydı bu türlü kararlar çıkmaz, belgenin üzeri örtülürdü, mezar da açılamazdı. Garipoğlu ailesi bunu bildiği icin ona saldırmaya çalışıyor. Allah avukatımız Rezzan Epözdemir’den de razı olsun. Bu belgenin üzeri örtülmediyse onun sayesinde olmuştur.”
