Araştırma kümelerine 12’si açık, 12’si kapalı toplam 24 hasta alındı. Açık kümenin yaş ortalaması 28,1±5,3 iken kapalı kümenin yaş ortalaması 22,7±5,2 idi. Her iki kümenin %75’i bayan ve %25’i erkekti. Kümelerin preoperatif ve postoperatif 1. hafta, 1. ay, 3. aylarda doppler ultrsonografi ile burun ucu ödemi ve arteriyel kan akımı ölçüldü. Hastaların her takibinde burun ödemini pahalandırmak için evvelce seçilen noktalarındaki cilt kalınlığı ölçüldü. Hastaların preoperatif ve postoperatif değerlendirmelerinde her iki küme ortasında ödem açısından istatistiksel olarak manalı fark yoktu. Her iki kümede en fazla 1. haftada olmak üzere postoperatif ödem gözlendi. Sağ tip defining point ve sol tip defining point noktalarındaki ödemin azalarak 3. ayın sonunda kaybolduğu gözlendi. Yalnızca açık teknikteki hastaların riniyon noktasındaki ödemin bariz olarak azalmasına karşın 3. ayın sonunda devam ettiği görüldü. Her iki kümedeki hastaların tüm denetimlerinde evvelce belirlenen noktalardaki arteriyel kan akımı ölçüldü. Her iki küme ortasında kanlanma açısından istatistiksel olarak manalı fark yoktu. Yalnızca kapalı kümedeki hastaların arteriyel kan akımı parametrelerinden kimilerinde fark gözlendi. Bunun mümkün sebebi; Açık teknikte tüm disseksiyonlar muskuloaponevrotik katman altından görerek yapıldığından majör bir artere hasar verilmemesi, fakat kapalı teknikte net bir cerrahi görüş alanı olmadığından majör bir arterin yaralanmış olmasından olabilir. Açık ve kapalı burun ameliyatı yapılan hastalarda ödem ve kanlanma açısından manalı bir fark olmadığını, bunun da teknik seçimini etkilememesi gerektiği sonucuna varıldı.
