CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay hakkında yasak aşk tezi ortaya atıldı. Tezle ilgili açıklama yapan Durbay, Özel ile alakası olduğu ve kürtaj yaptırdığı argümanlarını kesin bir lisanla yalanladı. Mevzu gündemdeki sıcaklığını korurken bir yorum da MHP lideri Devlet Bahçeli’den geldi.
“ŞEREFSİZ ATILIMLARIN KARŞISINDAYIZ”
Parti kümesinde konuşan Bahçeli, “Özgür beyin özel hayatı ile ilgili tezler siyasetimizin konusu olamaz. FETÖ taktiklerinin, erdemsiz atılımların büsbütün karşısındayız. Biz CHP siyaseti ile ilgiliyiz. Bunun dışında ne söylenirse söylensin kulaklarımızı kapattık. Bel altı vuruşlar, izansız ispatlar ne işimize gelir ne de gündemimize girer. Kara kampanyalar yakışıksız dedikodular ayağımızın altındadır ve bizim için yok kararındadır. Diğer türlüsü hem insani hem ahlaki değildir. Duruşumuzdan diğer manalar çıkarmak zırvalıktır. Özgür beyin MHP’ye saldırması, siyaset dışına savrulması bizimle ilgili atıp tutması hakkaniyetle bağdaşmayan seviyesizlikti. Biz siyaseti adam üzere yapma gayretindeyiz” sözlerini kullandı.
“ÖZGÜR BEY TEKRAR YANILMAKTADIR”
Sözlerinin devamında DEM Partililer ile tokalaşması üzerinden kendilerini eleştiren Özgür Özel’e karşılık veren Bahçeli, “Bizim el sıkışmamızı olağanlaşmaya bağlayan Özgür bey tekrar yanılmaktadır. Büyük resme odaklanmalıyız. Kimse ile tarla davamız yoktur. Sıcak gelişmelerin hafife alınır, kenara atılır yanı kalmamıştır. Zira Türkiye’miz hudutlar haricinden olağandışı tehdit sarmalındadır. Kısır çekişmelerle meşgul olursak mahşer günü ne yapacağız. Çaresiz kaldık boynumuzu eğdik mi diyeceğiz. Günlük korkulara teslim olduk mu diyeceğiz” formunda konuştu.
Bahçeli’nin konuşmasından satırbaşları;
“Muhterem arkadaşlarım, pahalı konuklar, basınımızın kıymetli temsilcileri, haftalık toplantımızın başında sizleri en kalbi hislerimle birlikte hürmetle selamlıyorum. Toplantımızı takip eden vatandaşlarımızı hasretle selamlıyorum.
“KUTUPLARI AŞINDIRAN SİYASET DOĞRUDUR”
Nereye gideceğimizi bilmiyorsak yolun hiçbir ehemmiyeti yoktur. Attığımız adımlar boşluğa düşmeden, geriye gitmeden daima ileri yanlışsız olmalıdır. Bunu yaparken sağ duyudan ayrılmamak lazımdır. Geçmişte siyasetin gerçek olması kadar vaktin da yanlışsız olmasına vurgu yapmıştım. Bize nazaran yanlışsız siyaset, buluşturan yakınlaştıran, kavuşturan, kutupları aşındıran ahlaklı siyasettir. Yanlışsız siyaset sorumluluk hissini prensip edinen, akıl dolu siyasettir. Bekamıza namlu çevrilmişken, karanlık niyetlerin etrafımızda nöbete girdiği zamanda milli birliği zinde tutmak yanlışsız siyasetin vazgeçilmez faziletidir. Bu fazilete bağlıyız.
Biz siyaseti bir savaş biçimi olarak ele almıyoruz. Biz siyaseti kriz ve grilim süreci olarak tanımlamıyoruz. Sınıflı toplum yapısını reddediyoruz. Siyasette kimse ile kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz bir şey yoktur. Sert ya da yumuşak tutumumuz fertlerin fikirleri ile sonludur. Özel hayatlarından fazla ne söylediklerine, neyi hedeflediklerine bakıyoruz.
“BU HAKİKATE SIRTIMIZI DÖNEMEYİZ”
Meclis’imizin dostlarımıza inanç hasımlarımıza dehşet verecek biçimde çalışması böylesi periyotta elzemdir. siyasi rekabeti artırma teşebbüslerine müsaade vermemeliyiz. İçinde bulunduğumuz coğrafyalar kırbaç yerken Türkiye’ye yönelik azgın iştahları nasıl görmezden gelelim. Siyonist caniliği hangi hakla yok sayalım. Yangının kapımıza dayandığı ortadayken hala birbirimizin açığını aramakla vakit mi kaybedelim. Bu hakikate sırtımızı dönemeyiz.
“DEM’E DÜŞEN SORUMLULUK…”
DEM sıralarına giderek elimi uzattım. Uzattığım el ulusal birlik ve kardeşliğimizin iletisidir. Uzattığım el birinci Meclis’in ve cumhurbaşkanımızın meşale üzere yanan aydınlığıdır. Gelin Türkiye partisi olun, ulusal birliğimizde kenetlenin teklifidir. Biz ölçüsüz, anlık olarak el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. El sıkmanın merakına teşebbüs etmeliyiz. DEM’e düşen sorumluluk uzanan elin değerini anlaması ve eşik olarak değerlendirmesidir. Siyasetimiz günü kurtarma eforu değildir.”
