İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan Bloomberg HT’ye gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
İSO’nun Eylül ayına ait PMI raporunun imalat tarafında sert bir daralmaya işaret etmesini kıymetlendiren Bahçıvan, “Bu işin bir sabır süreci olduğunu, rasyonel bir ekonomik modele geçerken aşikâr birtakım fedakarlıkların yapılması gerektiğinin şuurundayız. Eylül’deki tablo dikkate alınmalı ve baş yorulması gerekiyor. Pandemiden sonra yaşanılan en ağır tablo oldu. Pandemi haricinde Türk endüstrisinde PMI ölçüldüğünde bu yana en ağır tablosuyla karşı karşıyayız” dedi.
Bahçıvan bölümlere dayanak kapsamında yapılması gerekenler hakkında ise şöyle konuştu:
Sektör-sektör tahlillerin çok daha dikkatli yapılması lazım. Genel manada endüstrinin içinde bulunduğu durum var. Bir taraftan da aşikâr bölümlerin rekabet gücün başkalarına nazara güçlü kaybettiğine dair alandan gelen sesleri duyuyoruz. Biraz daha ayrıntılandırıp, ayrıntı boyutlu tahlillere girilmesi gerekiyor. Bir kısmına istihdam teşviği konusunda bir kısmını finansmandaki akışkanlığı biraz daha güçlendirmek noktasında, kurla ilgili hiçbir şey söylemek istemiyorum lakin ihracat teşviklerindeki yüzde 2’lerin 2-3 puan daha artırılmasına noktasında güç ağır bölümlerde birtakım dayanaklar verilmesi noktasında biraz daha isimlendirmek ve isimlendirmek gereken analitik bir çalışmaya muhtaçlık duyuluyor.
“Hazır giysi, dokuma ve deriden sonra metal eserlerinde aşağı gidiş başladı”
Özellikle istihdam odaklı kesimlerde hududa gelindiğini ve durumun daha net gözüktüğünü söyleyen Bahçıvan, “En başta hazır giysi, dokuma deri bu kesimler kendini çok daha net gösteriyor. Son haftalarda makina metal endüstrinde de aşağı yanlışsız bir düşüş başladı. Daha çok inşaat gereç bölümünde daha çok kendin belirginleştirmeye başladı. Alt bölüm değerlendirmesini çok güçlü yapmak lazım” diye ekledi.
“Bütün yükü Merkez Bankası’na bırakarak haksızlık yapabiliriz”
Bahçıvan, “Programın birinci periyodunda Merkez Bankası üzerindeki rol gereğinden fazla abartıldı. Tüm bu işin yükünü Merkez bankasına bırakarak aşikâr bir mühlet sonra haksızlık yapabiliriz. Artık Merkez Bankası dışında dışındaki faktörlerin ve oradaki hücrelerin de bu mevzuda yapması gerekenlerin olduğu yeni bir evreye giriyoruz. Yapısal manada yapmamız gerekenleri dal bazında kıymetlendirmemiz gereken konuları kendi haline bırakırsak bir müddet sonra Merkez Bankası ile sahayı hak etmediği bir biçimde karşı karşıya bırakmış oluruz. Kademeli geçişlere muhtaçlık var. Merkez Bankası faiz indir, Merkez Bankası faizi düşürür boyutuna getirecek olursak programı da ziyan vermiş oluruz” dedi.
“Vergi dilimlerinin güncellenmesi toplumsal barışa katkı sağlayacaktır”
Hesapların yapıldığı şu periyotta küçük dokunuşların değer arz ettiğini söyleyen Bahçıvan, “EYT’nin Zati çok şanssız bir EYT devri yaşandık. Geçen yılki ekonomik rasyonelliğin dışındaki uygulamaların dışında bir de EYT üzere ülkenin toplumsal güvenlik sistemine tarihin en büyük darbesini vurabilecek bir durumla karşı karşıya kaldık. EYT’nin kamburu zati kesimlerin önemli manada omuzunda, SGK sisteminin de önemli manada omuzunda. Çalışanların en büyük sorunu vergi dilimleri her kısmı rahatlatacak olan uzun yıllardan beri çözülemeyen çalışanın enflasyon muhasebesi diye isimlendireceğimiz vergi lisanlarındaki düzeltmenin katkısı olacağını öneriyoruz. Yani vergi dilimlerinin güncellenmesi toplumsal barışa katkı sağlayacaktır. Aşikâr bölümlerdeki istihdam yükünü bir morale dönüştürmesi noktasında yarar sağlayabileceğini düşünüyorum. Yavaş yavaş yeni yıl siparişleri ve maliyetleri gündeme geliyor bilhassa emek ağır dallarda en büyük maliyet açmazlığının başında çalışan fiyatı geliyor” dedi.
Bahçıvan son olarak, “Döviz girişinin başlaması özel kesim içinde can suyu olmaya başladı. İşletme sermayesine katkı için reeskont kredilerine 1-2 puan katkı gerekli” diye ekledi.
